<rn
 
SERKAN KAZAN Tarih Öğretmeni
TARİH KULÜBÜ  
  Ana Sayfa
  EĞİTİM HABERLERİ
  ÖZGEÇMİŞİM
  GÜZEL İLÇEMİZ ZİLE
  BAŞARININ ADI ZİLE DİNÇERLER LİSESİ
  ATATÜRK KÖŞESİ
  OSMANLI PADİŞAHLARI
  ÇANAKKALE DESTANI
  SORU BANKASI-1
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  DERS NOTLARI
  => LİSE 1 DERS NOTLARI
  => LİSE 2 DERS NOTLARI
  => LİSE 3 DERS NOTLARI
  İLETİŞİM
  PROGRAMLAR
  OSMANLI PADİŞAHLARI ALBÜMÜ
  TARİH DOSTLARI
  MAKALELER
  ERMENİ DOSYASI
  SİZDEN GELENLER
  GALERİ & VİDEO
  REHBERLİK
  TARİH DERSİNE NASIL ÇALIŞILIR?
  ÖSS PUAN HESAPLAMA
  TARİH SLAYTLARI
  TARİH LİNKLERİ
  TÜRK TARİHİ PROGRAMI
  TARİH SÖZLÜĞÜ
  ŞİİR DİNLETİSİ
  ARŞİV
TOPLAM ZİYARETÇİ KAÇ KİŞİ ONLINE who's online ZİLE DEN HABERLER SPOR
LİSE 3 DERS NOTLARI

LİSE 3

 

  T.C. İNKILAP TARİHİ DERS NOTLARI

                     SERKAN KAZAN

 

TRABLUSGARP SAVAŞI(1911-1912)

 

A-İtalya’nın  Trablusgarp’ı işgalinin Nedenleri

1-Birliğini geç kuran İtalya’nın ham madde ve pa-zar arayışı 

Açıklama: Birliğini geç tamamlayan İtalya sömür­gecilik yarışında geç kalmıştır. 1896’da Habeşis­tan’a saldırdıysa da; İtalya’nın bu saldırısı başarı­sızlıkla sonuçlanmıştır.

2-Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması

3-Osmanlı Devleti’nin Libya’yı(Trablusgarp) sa-vunacak gücünün olmaması

Açıklama: Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan yardım edemezdi; çünkü Mısır, İtalya’nın Trablus-garp’ı işgalini onayla­yan İngiltere’nin elindeydi. Donanmasının güçsüzlüğünden dolayı da Osmanlı Devleti Trablusgarp’a denizden yardım edemezdi. 

4-İtalya’nın, Trablusgarp’ın işgali için, Avrupa dev-letlerinin onayını alması

Açıklama: 1900’de, Fransa, Fas’ı almasına yar­dımcı olduğu takdirde Trablusgarp’ı İtalya’nın işgal etmesine razı olabilece­ğini açıkladı. 1902’de ise Avusturya Bosna-Hersek üzerindeki emellerini İtalya’ya kabul ettirdiği için; İtalya’nın Trablus-garp’a yönelik olan emellerini kabul etti. Fransa’nın işgali altındaki Tunus ile kendi işgali altındaki Mı­sır arasında Trablusgarp’ı tampon bölge olarak gö-ren ve İtalya’yı bloklaşmada ya­nında tutmak iste­yen İngiltere de İtalya’nın Trablusgarp’a yöne­lik emellerini olumlu karşıladı. İtalya’nın Rusya’nın Boğazlara yönelik olan plan­larını desteklemesinden dolayı; Rusya da İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik olan emellerini onayladı. Almanya ise oluşan blok­laşma hareketinde İtalya’yı kaybetmek istemedi­ğinden dolayı İtalya’nın Trab­lusgarp’a yönelik olan emellerini kabul etti.

5-İtalya’nın, Trablusgarp’ın  uygarlıkta geri bırakıl­dığı ve burada İtal­yanlara kötü davranıldığı iddi­ası.

6-İtalya’nın Habeşistan’daki başarısızlığını telafi etmek istemesi

7-İtalyan hükümetinin, kendi halkı karşısında, prestij ar­tırmak istemesi.

 

B-Trablusgarp’ın İşgali

  Büyük devletlerle gizli görüşmeler yaparak Trab-lusgarp’ı ele geçirme serbestliği elde eden İtalya, haklı bir gerekçe göstermeden 28 Eylül 1911’de Trablusgarp üzerine harekete geçti. Osmanlı böl­geyi savunabilecek durumda olmadığından dolayı bir grup vatan sever subay(M. Kemal, Enver Paşa, Nuri Conker, Ali Çetinkaya, Fethi Okyar), halkı teşkilatlandırmak için Trablusgarp’a gitti. Bölgeye giden subaylardan Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’u teşkilatlandırırken; Enver Paşa Bingazi’yi teşkilatlandırdı. Teşkilatlanmış olan asker ve halk karşısında İtalyanlar başarısız duruma düştüler. İtalya Trablusgarp’ta başarılı olamayaca­ğını anla­yınca; Osmanlı’yı barışa zorlamak için On İki Ada’yı işgal etmiştir. Osmanlı bu durum karşısında barışa yanaşmamıştır. Fakat, 8 Ekim 1912’de Bal­kan Devletleri Osmanlı’ya saldırınca; Osmanlı İ-talya ile Uşi Antlaşmasını imzalamak zorunda kal­mıştır.   

                                                                                   

C-(QUCHY)Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912)

1-Trablusgarp İtalyanlara verilecek.

2-On İki Ada, Yunan  işgali  ihtimaline binaen, ge-çici olarak, İtalyanlara bırakılacak.

Açıklama: Balkan Savaşlarından sonra I. Dünya Savaşının başlaması On İki Ada meselesini küllen­dirdi. Savaş esnasında ise İtilaf Devletleri gizli anlaşmalarla On İki Ada’yı İtalya’ya bıraktılar. Lo-zan Antlaşması ile adalara resmen sahip olan İtalya II. Dünya Savaşından sonra ise bölgeyi Yu­nanis­tan’a bıraktı.

Uyarı: On İki Ada meselesi Balkan Savaşları esna­sında gün­deme gelmemiştir.

3-İtalya Osmanlı Devletine kapitülasyonların kaldı­rılması konusunda destek verecek.

4-Trablusgarp dini bakımdan halifeye bağlı kala­cak.(Böylelikle Osmanlı Devleti Trablusgarp hal­kıyla olan dini-kültürel bağını sürdürmeyi hedefle­miştir.)

 

D-Trablusgarp Savaşının Sonuçları

1-İtalyanlar Trablusgarp’ı ele geçiremeyince Os­manlı Devleti’ni barışa zorlamak için On İki adayı işgal etti.

2-Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti İtalya ile anlaşma yapmak zorunda kaldı.

3-Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını İtalya’ya verdi.                                                                               

4-Mustafa Kemal Paşa Trablusgarp’ta kazandığı başarılar(Derne-Tobruk) sonucu binbaşı oldu.

5-Kuzey Afrika’da İtalyan sömürgesi başladı

6-On İki Ada fiilen Osmanlı’nın elinden çıktı.

7-İtalyanlar ilk defa Ege Denizi’ne yerleşti.

8-Balkan devletlerinin Osmanlı üzerine harekete geçişi kolaylaştı

9-İttihat ve Terakki Partisi prestij kaybetti.

NOT: Mustafa Kemal ilk defa sömürgeciliğe karşı savaştı.

NOT: Uşi İsviçre’de bir kenttir.

 

I. BALKAN SAVAŞI (1912-1913)

 

A-Savaşın Nedenleri

1-Rusya’nın Balkanlarda takip ettiği Panslavist po-litika

2-Balkanlardaki gelişmelerin, Osmanlı tarafından, takip edilememesi

3-Fransız ihtilalinin etkisi (Milliyetçilik ve bağım­sızlık)

4-Türklerin Balkanlardan tamamen atılmak isten­mesi

Açıklama:Savaş başlamadan önce; Arnavutluk, Make­donya, Selanik ve Yanya Osmanlı’nın elin­deydi.

5-Trablusgarp Savaşı esnasında, Osmanlı Dev­leti’nin güçsüz olduğunun anlaşılması

6-Kiliseler sorununun Balkan devletlerinin lehine sonuçlanması

7-Balkan devletlerinin Osmanlı’ya karşı ittifak kur­maları

8-İngiltere’nin, 1908’de Estonya’nın başkenti Re-val’de yapılan görüşmeler sonucunda, Rusya’yı Balkan politikasında serbest bırakması

 

B-Katılan Devletler ve Savaşın sonucu

1-Karadağ, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne karşı savaştılar(Bu devletlerin Bulgaristan önderliğinde birleşip; Osmanlı’ya sal-dırmasında Rusya etkili oldu. Savaş 8Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı topraklarına saldırması ile başladı.  Bulgarlar Çatalca’ya kadar gelmeyi başa­rırken;Rauf Orbay’ın Hamidiye Kruvazörü ile yap­tığı başarılı mücadelelere rağmen Yunanlılar Ege Adalarını işgal etmeyi başarmıştır.)

2-Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilerek Ça­talca’ya kadar geriledi

 

C-Osmanlı’nın Başarısızlığının Nedenleri

1-Ordunun siyasete ka­rışması

2-Savaştan önce askerlerin bir bölümünün terhis edilmesi                                                                       3-Ordunun savaşa hazır olmaması

4-Osmanlı donanmasının yetersiz olması

5-Avrupa devletlerinin Balkan uluslarını destek-

lemesi

6-İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Balkan sınırlarının değişmeyeceğine dair verdikleri teminata güvenen Osmanlı’nın Balkanlar’da gelişen olayları takip etmemesi.

7-Balkan devletlerinin birlikte hareket etmesi

8-Balkan devletlerinin ulaşım ve iletişim imkan-larını etkisiz hale getirmelerinden dolayı Osmanlı ordusunda iletişim ve ulaşım bozukluğu olması. 

9-Osmanlı’nın siyasal yalnızlık içinde olması.

 

D-Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913)

1-Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklar Bal-kan devletlerine bırakıldı(Osmanlı, Gelibolu Yarı-madası hariç olmak üzere, Doğu Trakya ve Balkan topraklarının tamamını kaybetti.)

2-Ege adalarının durumu ve Arnavutluğun sınır durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı

Açıklama: Ege Adaları fiilen elden çıkmıştır. I. Dünya Savaşı başlayınca; Ege Adaları meselesi askıya alınmış; Lozan Antlaşması ile Ege Adaları resmen Yunanistan’a verilmiştir.

 

E-I. Balkan Savaşının Sonuçları

1-Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığı ta-mamen sona erdi.

2-Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’a bırakıldı

3-Gökçe Ada ve Bozca Ada hariç, Ege Adaları fiilen elden çıktı

4-28 Kasım 1912’de, Arnavutluk, bağımsızlığını i-lan etti. Bu durum İslamcılık politikasını da olum-suz etkiledi. (Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devleti Arnavutluktur.)

5-İttihat ve Terakki Partisi, 23 Ocak 1913’de dü-zenlediği Bab-ı Âli Baskını sonucunda hükümeti tam olarak ele geçirdi. (Bu partinin resmî iktidar dönemi başladı.)

Açıklama:İttihat ve Terakki Partisi 1889’da kuru-lan II. Meşrutiyetin ilanında etkili olan, 31 Mart O-layından itibaren yönetimde etkili olmaya başla-yan, II. Meşrutiyet Döneminde Türkçülüğü devle-tin siyasi düşüncesi haline getiren, Osmanlı Devle-tini I. Dünya Savaşına sokan bir partidir. 

6-Mustafa Kemal’in  ordunun siyasete girmemesi şeklindeki görüşünün doğruluğu ispatlandı.

7-Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.

8-Balkan devletleri arasındaki anlaşmazlık sonu-cunda II. Balkan Savaşı çıkmıştır.

9-Balkanlar’dan Anadolu’ya göç başladı

10-Mustafa Kemal siyaseti bırakmıştır.

Açıklamalar:

1-I. Balkan Savaşında İstanbul tehdit altına gir-miştir.

2-Londra Antlaşması II. Balkan Savaşı’nın çıkması  üzerine yürürlükten kalkmıştır.

 

II. BALKAN SAVAŞI

 

A-Savaşın Nedenleri

1-Bulgaristan’ın I. Balkan Savaşı sonucunda en bü-yük payı  alması (Özellikle Makedonya üzerindeki anlaşmazlıklar) ve Ege Denizine ulaşmasından do-layı Balkan devletlerinin aralarında anlaşmazlığa düşmesi.

2-Bulgaristan’ın Ege Denizi’ne kadar genişlemesini Yunanistan’ın uygun görmeyişi.

3-Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle mey-dana gelen otorite boşluğu

  Yunanistan’ın çalışmaları sonucunda Sırbistan, Karadağ ve Romanya Bulgaristan’a karşı birleş-miştir. Bulgaristan’ın zor durumda olduğunu gören Enver Paşa harekete geçerek, Edirne ve Kırk-lareli’ni Bulgarlardan almıştır.

  II. Balkan Savaşı sonucunda  Bulgaristan yenildi.

 

B-Savaş Sonucunda Yapılan Antlaşmalar

 

1-Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913):

 Balkan devletleri arasında yapıldı.

 

Açıklamalar:

1-Bulgaristan I. Balkan Savaşı’nda aldığı toprakla­rın büyük bir kısmını kaybetti.

2-Bükreş Antlaşması  Balkanlarda huzuru sağlaya­madı.

3-Bu antlaşmaya Osmanlı Devleti katılmadı.

4-Bulgaristan Ege Denizi ile bağlantısını devam ettirdi.

 

2-İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913)

 İstanbul Antlaşması Osmanlı Devleti ile Bulgaris­tan arasında imza­landı.

Antlaşmanın İçeriği:

1-Meriç nehri iki  ülke arasında sınır kabul edildi.

2-Edirne, Kırklareli Dimetoka ve Kırkağaç Osmanlı Devle­tinde kaldı.

3-Bulgaristan’daki Türklerin yasal hakları garanti altına alındı.

4-Bulgaristan’daki Türklerin; isterlerse dört yıl içe­risinde Türkiye’ ye göç edebilecekleri karalaştırıldı.

 

Açıklamalar:

1-Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısı kesil­medi.

2-Bu günkü Türk-Bulgar sınırı yaklaşık olarak çi-zildi.

3-Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı öncesinde; sa­vaş esnasında Bulgaristan üzerinden Almanya ile kara bağlantısı kurabilmek için Dimetoka’yı Bulga­ristan’a bıraktı.

 

3-Atina Antlaşması (14 kasım 1913):

   Atina Antlaşması Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imza­landı.

Antlaşmanın İçeriği:

1-Yunanistan’daki Türklerin hakları güvence altına alındı.

2-Yanya, Girit ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı.

3-Ege Adalarının durumu büyük devletlerin kara­rına bırakıldı.

NOT:Büyük devletler 16 Kasım 1913’te aldıkları karar ile İmroz, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarını Yunanistan’a, On İki Adayı da İtalyanlara verdiler.

 

4-İstanbul Antlaşması (13 Mart 1914):

İstanbul Antlaşması Osmanlı devleti ile Sırbistan arasında  imzalandı. Osmanlı’nın Sırbistan ile sınırı olmadığı için; bu antlaşma ile yal­nızca Sırbistan’da kalan Türklerin hakları görü­şüldü.

 

C-II. Balkan Savaşının Sonuçları

1-Balkanlar’da azınlık durumuna düşen Türklerin hakları imzalanan antlaşmalarla güvence altına alındı

2-Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’dan geri alındı.

3-Bulgaristan malubiyetini telafi etmek için I. Dünya Savaşına girdi.

Açıklamalar:

1-İttihat ve Terakki Partisi savaştan sonra; orduyu, gençleştirmek ve Almanya’dan subaylar getirerek modernize etmek için hare­kete geçtiyse de; I. Dünya savaşı başladığı için İttihat ve Terakki Parti­sinin düşüncesi sonuçsuz kaldı.

2-Mustafa Kemal Edirne’nin kurtuluşuna katılmıştır

3-Arnavutluk Balkan Savaşlarına katılmamıştır

4-Balkan Savaşlarından sonra Balkanlarda Rusya, Osmanlı yerine Avusturya ile karşı karşıya geldi

5-Osmanlı’nın Almanya’dan faydalanarak orduyu ıslah etmek istemesi Osmanlı ile Almanya’yı birbi­rine daha fazla yaklaştır­mıştır.

6-Türk ordusu II. Balkan Savaşında sadece Bulga­ristan ile savaşmıştır

7-II. Balkan Savaşı esnasında Avrupalı devletlerin tepkisinden çekindiği için Osmanlı ordusu Meriç’in batısına geçmemiştir.

8-Balkan Savaşları Osmanlı’nın I. Dünya Savaşına girmesinde etkili olmuştur.

 

 

 

 

 

I.DÜNYA SAVAŞI (1914-18)

 

A-Savaşın Genel Nedenleri

1-Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan düşünce­lerin hızla yayılması

2-Sanayi İnkılabı sonucunda gelişen sanayi, berabe­rinde hammadde ve Pazar ihtiyacını da ortaya çı­karmıştı. Hammadde ve Pazar ihtiyacı ise sömür­geci devletleri karşı karşıya getirdi. 

3-Almanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini kurma­ları sonucunda Avrupa’nın siyasi dengesinin bo­zulması

4-Bloklar arası silahlanma yarışının hızlanması

Açıklamalar:

  Almanya, Fransa’dan Alses Loren böl­gesini al­dıktan sonra kendisini Fransa karşısında güvensiz hissetmeye başladı ve kendini güvende hissetmek için ittifaklar ve bloklaşmalar döne­mini başlattı.

  Devletlerarası bu çıkar çatışmaları sonucunda Avrupa bloklara ayrılmıştır.1883’te Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya arasında üçlü itti­fak(bağlaşma devletleri) kurulmuştur. Savaş başla­dıktan sonra kendine Anadolu’dan pay verilen İtalya bu gruptan ay­rılmış; ancak  bu boşluk Os­manlı Devleti ve Bulgaristan’ın ittifak bloğuna katılmasıyla dol­durulmaya çalışılmıştır.

  1907’de ise İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Üçlü İtilaf (Anlaşma Devletleri) kurulmuş bu gruba daha sonra Japonya, Sırbistan, Romanya, Belçika, Portekiz, Brezilya, ABD ve Yuna­nis­tan gibi dev­letler de katılmıştır.

Bloklaşmanın Önemi:

1-Devletler arası gerilim arttı.

2-Fransa ile Almanya arasında XIX. yüzyıl sonla­rında başlaması muhtemel olan ikili savaş ertelendi.

3-Silahlı ve bloklu tehdide dayalı zoraki barış dö­nemi oluştu.

4-Avusturya ile Sırbistan arasında 28 Temmuz 1914’de başlayan özel savaş dünya savaşına dö­nüştü.

 

B-Savaşın Özel Nedenleri

1-Almanya ile İngiltere arasında ortaya çıkan siyasi ve ekonomik rekabet

Açıklama: Özel sebepler arasında en etkili sebep bu sebeptir. Sömürgeleri kendi topraklarının 104 katına çıkan İngiltere, Almanya’yı sömürgeleri için bir tehdit unsuru olarak görüyordu. Almanya’nın İngiltere aleyhine büyümek istemesine rağmen; İngiltere mevcut durumunu korumak istiyordu. 

2-Fransa’nın Sedan Savaşı sonucunda Almanya’ya kaptırdığı Alses Loren  bölgesini geri almak iste­mesi

Açıklama: Almanya 1871 yılında, taş kömürü yö-nünden zengin olan Alses Loren’i Sedan Savaşı ile Fransa’dan almıştı.

3-Boğazları ele geçirip sıcak denizlere inmek iste­yen Rusya’nın Almanya ve Avusturya–Macaristan’ı etkisiz hale getirme düşüncesi.

4-Rusların Slavları birleştirme (Panslavizm) poli-tikasının Avusturya-Macaristan’ı etkilemesi (Slav-Germen çatışması)

5-Rusya’nın Balkanlara yönelik politikasının Bal­kanlar üzerinden Orta Doğuya açılmak isteyen Al­manya’yı tedirgin etmesi.

6-Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın yeni sömürgeler  ele geçirmek ve Akdeniz’de etkili ol­mak istemesi.

Açıklama: İtalya Ak Deniz’e yönelik emelleri için Avusturya ile karşı karşıya geliyordu; ki bu durum İtalya’nın I. Dünya Savaşı başladıktan sonra İttifak Grubunu terk ederek İngil­tere’nin yanına geçme­sinde de etkili oldu.

7-Dini ve kültürel yayılma yarışı

Açıklama: Sömürgeci devletler sömürmek istedik­leri bölge­lerde öncelikle dinlerini ve kültürlerini yaymaya çalışıyordu

8-Hanedanlar arası mücadeleler

 

 

C-Savaşın Başlaması

  Avusturya-Macaristan Veliahtı’nın Bosna-Hersek ziyareti sırasında öldürülmesi savaşın başlaması için bir kıvılcım olmuştur. Bu olaydan sonra Avus­turya Sırbistan’a savaş açmıştır. Bunun üzerine Rusya Sır­bistan’ın; Almanya da Avusturya’nın ya-nında yer almış ve İngiltere ile Fransa’nın da dev­reye girmesiyle 1.Dünya savaşı başlamıştır.

  I.Dünya savaşının başlamasıyla Japonya da sa­vaşa girmiş; Uzak doğudaki Alman sömürgelerini ele geçirerek kısa süre içinde amacına ulaşmış ve sa­vaştan çekilmiştir.

 

D-İttifak Grubu(Bağlaşma)

1-Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 

2-Almanya,                                                                                                                                              3-İtalya( İtalya savaş başlamadan önce İttifak gru­bundaysa da savaş başladıktan sonra; Avus­turya ile çıkarları çatıştığı, Almanya’dan beklediği başarıyı bulamadığı, isteklerine İtilaf bloğunda ulaşacağına inandığı ve Gizli Antlaşmalarla kendi­sine yapılan teklifleri cazip bulduğu için 1915’den itibaren İtilaf bloğuna geçmiştir.) 

4-Osmanlı   Devleti

5-Bulgaristan (Bulgaristan’ın savaşa girmesi ile Almanya ile Osmanlı arasında kara bağlantısı ku­rulmuştur.)

NOT: Balkan Savaşları Osmanlı ile Bulgaristan’ın

I. Dünya Savaşına girmesinde etkili olan ortak se-beptir.

 

E-İtilaf (Anlaşma) Grubu

1-İngiltere

2-Fransa

3-Rusya

4-İtalya

5-Japonya

6-Sırbistan( Savaştan sonra Yugoslavya’nın çatısı altında siyasi varlığı sona erdi)

7-Romanya( Rusya’nın baskıları ve Avusturya topraklarındaki emellerinin bir sonucu olarak sa­vaşa girdi)

8-Belçika(Almanya’nın Fransa’ya saldırırken Bel­çika üzerinden geçmesi, Belçika’yı savaşın içine çekti.)

9-Karadağ (Savaştan sonra Yugoslavya çatısı al­tında siyasi varlığı sona erdi.)

10-Yunanistan (Savaşın başlangıcında, gidişatında ve sonucunda önemli bir etkisi olmayan Yunanis­tan; savaşa en son katılan devlettir.)

11-Portekiz

12-ABD(ABD Almanya’nın  ticaret ve yolcu ge­milerini batırması ve ABD ile arasında gerginlik bulunan Meksika ile işbirliği yapması üzerine 2 Nisan 1917’de savaşa katıldı. ABD'’in savaşa gir­mesiyle savaşın dengesi itilaf lehine bir şekil aldı. Savaşın başlangıcında etkili olmayan ABD savaşın sonu­cunda etkili olmuştur. ABD savaşa girerken Wilson Prensiplerini yayınladı. ABD’nin savaşa girmesi savaşın süresinin kısalma­sında, savaşın İtilaf Devletleri lehine sonuçlanmasında, Rusya’nın savaştan çekilmesinden dolayı oluşan boşluğun doldurulmasında etkili oldu. ABD savaşa girmekle tarafsızlık politikasını da bozmuş oldu.)

13-Brezilya

 

 

F-Almanya’nın Osmanlı Devletini yanına çek­mek istemesinin nedenleri

Osmanlı Devleti’nin jeopolitik konumundan fay-dalanarak;

1-Savaşı Orta Doğuya kaydırarak Avrupa’da ra­hatlamak

2-Rusya’nın dikkatini Avrupa dışına çekmek

3-İngilizlerin sömürge yollarını kesmek(Süveyş Kanalı...)

4-Rusya ile İtilaf devletlerinin bağlantılarını kes­mek(Boğazlar...)

 

Osmanlı’nın halifelik gücünden faydalanarak;

1-Sömürgelerdeki Müslümanları İngiltere ve Fransa’ya karşı kışkırtmak

2-Rus hakimiyeti altında yaşayan Müslüman Türk­leri Rusya’ya karşı kışkırtmak

 Açıklama:Çok iyi teçhiz edilip hazırlandığı tak­dirde Os­manlı ordusunun savaşabileceğine inanan Almanya’nın gerek bu beklentisi; gerekse Os­manlı’nın jeopolitik durumuna yönelik olan beklen­tisi büyük oranda gerçekleşti. Fakat, Almanya, ha-lifelik müessesesinden umduğunu bulamadı.

NOT: Almanya Osmanlı’ya ait olan Musul-Kerkük petrollerinden de faydalanmak istemiştir.

 

H-Osmanlı Devletinin Savaşa Giriş Nedenleri

1-Son dönemlerde kaybettiği toprakları geri al­mak.

2-Siyasi yalnızlıktan kurtulmak (İtilaf grubu savaş esnasında Osmanlı’nın yükünü çekmemek ve Rus-ya’yı küstürmemek için Osmanlı’yı yanlarına al­mamışlardır.)

3-İttihat ve Terakki Partisinin; Alman hayranlığı ve Alman desteğiyle ülkenin kalkınabileceği düşüncesi

4-Kapitülasyonlar ve dış borçlar nedeniyle artan İngiliz ve Fransız baskısından kurtulmak.

5-2 Ağustos 1914’te Almanya ile Osmanlı arasında gizli bir antlaşma yapılması

6-19 Ağustos 1914’te Bulgaristan ile Osmanlı ara­sında bir dostluk antlaşması imzalanması

7-Turan imparatorluğu kurma fikri (Enver Paşa Osmanlı bayrağı altında bütün Türk dünyasını bir­leştirmeyi hayal ediyordu. Osmanlı Devleti’nin bü-tünlüğünü koruyamadığı bir dönemde Turancılı­ğın düşünülmesi İttihatçıların hayalciliğini göste­rir)

8-Almanya’nın savaşı kazanacağına inanılması

9-Yunan “megali idea”sını sonuçsuz bırakmak

10-Almanya ile gizli ittifak yapılmış olması.

11-Rus, İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki Türk ve İslam ülkelerinin istiklale kavuşturulacağı dü­şüncesi

 

I-Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi

  İngilizlerden kaçan Goeben ve Breslav adlı Alman gemileri Osmanlı Devletine sığınmıştır. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını açıklamış ve ge­milere Yavuz ve Midilli isimlerini vermiştir. Ancak bu ge­milerin Rusya’nın Sivastapol ve Odesa li­manlarını bombalamaları üzerine Osmanlı Devleti savaşa girmek zorunda kalmıştır.

  Rusya,İngiltere ve Fransa Osmanlı devletine savaş açınca; Osmanlı Devleti de 14 Ka­sım 1914’tde Kut-sal Cihat ilan etmiştir.

 

İ-Osmanlı devletinin savaşa girmesiyle

1-Yeni cepheler açılmıştır.

2-Savaş daha geniş alana yayılmış ve uzamıştır.

3-Almanya ve müttefikleri avantaj sağlamıştır.

4-İngiltere Kıbrıs’ı kendi topraklarına kattığını a-çıklamıştır.

5-Savaş Orta Doğuya kaymıştır.

6-Almanya Avrupa’da rahatlamıştır.

7-Gizli antlaşmalar gündeme gelmiştir.

8-İngiliz  sömürge yolları tehlike altına girmiştir.

9-Rusya’nın İtilaf devletleri ile bağlantısı zedelen­miştir.

 

 

 

 

K-Osmanlı’nın Savaş Öncesi Durumu

1-Osmanlı Devleti İttihat ve Terakki Partisi tara­fından yönetilmektedir.

2-Ordu Almanya’nın desteği ile modernize edil­meye çalışılmaktadır.

3-Suriye, Filistin, Irak, Lübnan ve Hicaz Os­manlı’nın elindedir.

4-Ege Adalarının durumu belirsizdir.

5-On İki Ada hâlâ İtalya’nın elindedir.

6-Kıbrıs İngiltere’nin elindedir.

7-Balkan Savaşlarından çıkan Osmanlı Devleti sa-vaşa hazır değildir.

 

L-İtilaf Grubunun Osmanlı’nın Savaşa Girme­sini İstememe Nedenleri

1-Savaşın alanının genişleyecek olması.

2-İngiliz sömürge yollarının tehlikeye girecek ol­ması.

3-Rusya ile İtilaf devletlerinin bağlantılarının kesi­lecek olması

4-Şark meselesinin karışık bir ortama gelecek ol­ması

5-Sömürgelerdeki Müslümanların İngiltere ve Fran sa’ya isyan etme ihtimalinin olması.

                                            

 

M-I.Dünya Savaşında Osmanlı Devleti

  Trablusgarp ve Balkan savaşlarından yıpranmış o-larak çıkan Osmanlı Devleti savaşın başında taraf­sızlığını ilan etmiş,Boğazları kapatmış, seferberlik ilan etmiş(Seferberlik ilanı devletin savaşa girece­ğinin bir habercisidir.) ve kapitülasyonları da tek taraflı olarak kaldırmış; ayrıca meclisi tatil etmiştir.

  Kapitülasyonların kaldırılmasına en büyük tepki Almanya ve Avusturya-Macaristan’dan gelmiştir.  İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’nin ittifak teklifle­rini kabul etmedikleri gibi kapitülasyonların kaldı­rılmasına da önemli bir tepkide bulunmamıştır.

  İttifak teklifi İngiltere ve Fransa tarafından redde­dilen Osmanlı Devleti Almanya’ya daha fazla ya­kınlaşmıştır. Almanya da bu durumu değerlendire­rek Osmanlı’yı kendi yanına çekme gayretini artır­mıştır.

  Savaş başladıktan sonra İngilizlerin önünden ka­çan Goeben ve Breslav isimli Alman gemilerini Osmanlı; uluslararası hukuka aykırı olmasına rağ­men, Marmara’ya aldı. Bu gemilerin İngilizlerin Osmanlı’dan parasını aldığı halde, Osmanlı siparişi olan Sultan Osman ve Reşadiye gemilerine karşılık satın alındığı bildirildi. 11 Ağustos 1914’de mey­dana gelen bu olay halka da kabul ettirildi. Fakat halk devletin savaşa gireceğinden habersizdi.

    Yavuz ve Midilli adları veri­lerek Türk bayrağı çekilmiş olan Alman gemileri, Enver Paşanın emri ile Alman komutan Amiral Souchon komutasında Kara Deniz’e çıkarıldı. Bu gemiler 28-29 Ekim 1914 gecesi Rusya’nın Odesa ve Sivastopol liman­larını bombaladılar. Rusya bunun üzerine Os­manlı’ya 1 kasım 1914’de savaş ilan etti. Resmi ta-rafsızlığını 12 Kasım 1914’e kadar koruyan Os­manlı; bu tarihte Rusya’ya savaş ilan etti.

 

N-Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler

 

1-Kafkas cephesi:

1a-Cephenin Açılma Sebepleri:

1-Başlamış olan Rus taarruzunu durdurmak

2-Bakü petrol bölgelerini el geçirme düşüncesi

3-Orta Asya Türk dünyası ile irtibatlaşarak Rusya’yı zor duruma düşürmek 

4-İngiltere’nin Hint sömürge yollarını kesmek

5-Enver Paşanın Turan imparatorluğu kurma fikri

6-Avrupa’da rahatlamak isteyen Almanya’nın Os­manlı’yı kışkırtması.

  1 Kasımda harekete geçmiş olan Rus birliklerine karşı Osmanlı 22 Aralıkta harekete geçti. Os­manlı’nın Ruslar karşısında Azapköy ve Köprüköy savaşlarında kazandığı başarılar geçici oldu. Böl­geye yazlık elbiselerle gönderilen ve yardım getiren geminin Ruslar tarafından batırılmasından dolayı desteksiz kalan Osmanlı askeri Rusya’nın teknik üstünlüğü ve bölgenin ağır kış şartları karşı­sında büyük bir malubiyet aldı.Erzurum, Erzincan, Bitlis, Muş, Van ve Trabzon  Rusların eline geçti.               

   Çanakkale savaşlarından sonra Kafkas cephesine                      atanan Mustafa Kemal Paşa 1916’da Muş ve Bit­lis’i Ruslardan geri aldı.

   Rusya’da Bolşevik ihtilalinin başlaması (Ekim 1917) Kafkas Cephesinde Osmanlı lehine sonuçlar ortaya çıkarmış; Ruslarla Osmanlı arasında 15 Ara­lık 1917’de Erzincan Mütarekesi; Ruslar ile İttifak devletleri ve Osmanlı arasında 3 Mart 1918 ise  Brest-Litowsk Antlaşması imzalanmıştır.

1b-Brest Litovsk Antlaşması(3 Aralık 1918)

  Rusya Kafkas cephesini terk ederek Kars, Arda­han ve Batum’u Osmanlı’ya geri verdi.

1c-Önemi:

1-Kafkas, Galiçya, Makedonya ve Romanya cep­hesi kapandı

2-Berlin Antlaşması ile kaybedilen Elviye-i Selase Rusya’dan geri alındı

3-Osmanlı askerî yönden rahatladı

4-İtilaf bloğu sarsıldı.

Açıklamalar:

1-Brest-Litowsk Antlaşmasını İtilaf Devletleri onay­lamadı.

2-Ruslar Kafkaslardan çekilince; Gümrü civa­rında, İngilizlerin desteğiyle Ermeni Devleti kuruldu.

3-Türkler antlaşmadan sonra geçici olarak Hazar’a kadar ilerle­miştir.

4-Ruslar Elviye-i Selase’de plebisit yapılma­sını istemiştir.

 

1d-Kafkas Cephesinin Özellikleri:

1-Osmanlı’nın savaştığı ilk taarruz cephesidir.

2-Osmanlı, malüb olduğu halde, bu cephede toprak kazandı.

3-Ruslar tarafından Osmanlı’ya karşı kullanılmaya çalışıldığından dolayı; bölge­deki Ermeniler 14 Ma-yıs 1915’de çıkarılan tehcir kanunu ile Suriye böl­gesine gönderildi.

 

2-Kanal Cephesi:

2a-Cephenin Açılma Sebepleri:

1-İngiltere’nin Hint sömürge yolarını kontrol altına almak.

2-Mısır’ı İngiltere’den geri almak.

3-İslam alemini İngilizlere karşı harekete geçirmek.

4-Almanya’nın telkinleri.

  Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu İngi­lizler karşısında tutunamayarak Filistin’e çekilmiş­tir.

 

2b-Kanal Cephesinin Özellikleri:

1-Osmanlı’nın ikinci taarruz cephesidir.

2-Osmanlı’nın ilk kapanan cephesidir.

3-Türk ordusu Tih sahrasında sıcaktan kırılmıştır.

4-İngilizler deniz yoluyla sömürgelerinden yardım almıştır.

5-Cephe 14 Ocak 1915’de açılmıştır.

6-Osmanlı’ya Almanlar destek göndermiştir.

7-Cephenin açılmasında bölgenin jeopolitik özelliği etkili olmuştur.

8-Osmanlı Araplardan beklediği yardımı alama-mıştır.

 

3-Irak cephesi:

3a-Açılış Sebepleri:

1-İngilizler, Hint Deniz yolunun güvenliğini sağla­yarak bölgedeki Alman tehlikesini ortadan kaldır­mak istemiştir.

2-İngilizler Musul-Kerkük petrollerini ele geçirmek ve Ku­zeye çıkarak Rusya’ya yardım etmek  iste­miştir.

3-İngilizler Almanların Orta Doğudaki etkisini kırmak istemiştir.

NOT:Çanakkale Cephesinin açılış sebeplerinden biri de Rusya’ya yardım etmekti.

 

3b-Cephenin Özellikleri:

1-İngilizler 24 Kasım 1915’de Ktesifon; 29 Nisan 1916’da Kutülamare’de Türklere malüb olmuş ve İngiliz general Towsend Türklere esir olmuş­tur.

2-İngilizler 17 Mart 1917’de Bağdat’a girmeyi ba-şarmıştır.

                                                                                                        4-Çanakkale cephesi:

İtilaf devletleri tarafından açılmıştır.

4a-Açılma nedenleri:

1-İstanbul ve boğazları ele geçirerek Osmanlı Dev­leti’ni saf dışı bırakmak

Açıklama: Savaşın alanını daraltmak ve süresini kısaltmak

2-Rusya’ya askeri ve ekonomik yardım götürmek

3-Savaşı kısa zamanda sonuçlandırmak

4-Balkan uluslarını savaşın içine çekmek

İtilaların Balkanları Savaşa Sokma Nedenleri:

a-Osmanlı ile Almanya’nın kara bağlantısını kes­mek.

b-Rusya ile karadan bağlantı kurmak.

c-Avusturya’yı Balkanlarda zor duruma düşürmek.

 

Açıklama: İtilaf Devletleri, bu cephede başarılı olunduğu takdirde, Balkan devletlerinin bu başarı­dan cesaretlenerek Os­manlı ve Avusturya’dan pay almak için harekete geçebilecekle­rini tahmin edi­yordu. 

5-Osmanlı ordularının Kafkas ve Kanal cephele­rinden çekilmesini sağlamak

6-Balkanlarda yeni cephe açarak ittifak devletleri­nin birbirine olan irtibatını zayıflatmak.

7-İngiltere’ni Kanal Cephesindeki yükünü hafiflet­mek.

8-İngiliz sömürge yollarının kontrolünü sağlamak

9-Osmanlı ile Almanya’nın bağlantılarını kesmek.

10-Rus buğdayının Avrupa’ya naklini sağlamak.

  İngiliz ve Fransız donanmalarının saldırısıyla 19 Şubat 1915’te denizde başlayan savaş 18 Mart 1915’de Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanmış (Sed-dülbahir ve Kumkale başarısı);  25 Nisanda başla­yan kara savaşları da ittifak devletlerinin mağlubi­yeti ile sonuçlanmıştır. 

  Açıklama: Bu başarılarda; askerlerine Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum diyen, XIX. tümen komutanı Mus­tafa Kemal’in Anafartalar, Conkbayırı ve Arıburnu’nda kazan­dığı başarılar etkili  olmuştur.

NOT:Nusret mayın gemisinin boğaza döşediği ma-yınlar da Osmanlı’nın başarılı olmasında etkili ol-muştur.

 

4b-Sonuçları:

1-I .Dünya Savaşı uzadı.

2-Rusya’ya yardım götürülemediğinden dolayı Rus-ya’da artan ekonomik kriz Bolşevik ihtilaline zemin hazırlandı.

3-İngiltere ve Fransa itibar kaybetti ve büyük zarar gördü.

4-İttifak devletleri safında Sırbistan ve Yunanis­tan’a karşı savaşa giren Bulga­ristan Osmanlı ile Almanya arasında kara bağlantısı kurdu. (Bulgaris­tan Rusya’nın başarılı olarak Bal­kanlar’a inmesini de istemiyordu.)

5-Türk ulusunun kendine olan güveni arttı. Bu gü­ven milli mücadeleye taşındı

6-Yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti

7-Askerlerine Ben size Taarruzu değil ölmeyi emrediyorumdiyen 19.Tümen komutanı Mustafa kemal Paşa bu cephede kazandığı başarılarla tanın­mış, generalliğe terfi etmiş ve Milli Mücadelede önder olarak kabul edilmiştir.

8-Osmanlı’nın saygınlığı arttı.

9-İngiliz ve Fransız donanmalarının da malüb ola­bileceği görüldü

10-Sömürge altındaki milletler cesaretlenmiştir.

11-Yunanistan ve Romanya’nın savaşa girip gir­meme konusundaki tereddütleri artmıştır.

12-İngiltere ve Fransa’nın boğazlara saldırmasını çıkarlarına uygun bulmayan Rusya’nın; boğazlar ken­disine terk edilmediği takdirde Almanya ile barışa­cağını ileri sürerek İngiltere ve Fransa’yı tehdit etmesi, ilk defa gizli antlaşmaları gündeme getirdi.    

                                                                                   4c-Cephenin Özellikleri:

1-Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanan tek cephedir.

2-İstanbul’u tehdit eden tek cephedir.

3-Saldırının İstanbul’u tehdit etmesi Türk milletinin savunma azmini artırmıştır.

4-Mustafa Kemal savaş esnasında albay; savaş sonrasında ise general olmuştur.

 

5-Hicaz ve Yemen cephesi:

  Osmanlı Devleti; bu cephede kutsal yerleri koru­mak için savaşmış; ancak Arapların İngilizlerle beraber hareket etmesinden dolayı başarılı olama­mıştır. İngi­lizlerin 1917’de Akabe’yi ele geçirme­leri sonu­cunda bölgedeki Osmanlı hakimiyeti sona ermiştir.

5a-Cephenin Özellikleri:

1-Araplar arasında milliyetçiliğin güçlendiği ve İslamcılığın iflas ettiği görülmüştür.

Açıklamalar:

1-Fahrettin Paşanın Medine savunması meş­hurdur.

2-I.Dünya Savaşından sonra Arap bölgelerinde İn-giltere ve Fransa mandater sistemler kurmuştur.

 

6-Filistin ve Suriye cephesi:

  Kanal harekatının başarısız olması üzerine karşı taarruza geçen İngilizler Kudüs’ü Osmanlı’dan almıştır. İngiliz ilerleyişi Mustafa Kemal Paşa tara­fından Halep’in kuzeyinde durdurulmuştur.

  Cephenin genel komutanı Alman Liman Von Sanders idi. Mondros Mütarekesi imzalanınca; Yıl-dırım Orduları Komutanlığı Liman Von San-ders’ten alınarak Mustafa Kemal’e verilmiştir. Mustafa Kemal, bundan sonra bölgede savunma tedbirleri al­maya başladıysa da; İstanbul’a geri çağ-rılmıştır.

 

 

 

6a-Cephenin Özellikleri:

1-I.Dünya savaşı esnasında Mustafa Kemal’in sa­vaştığı son cephedir.

2-Bu cephede savaşlar sürerken, Mondros Mütare­kesi imzalandı.

3-Mustafa Kemal’in mütareke sonrasında Türk ordusunu hızlı bir şekilde Anadolu’ya çekmesi, mütareke gereğince İtilaf devletlerine teslim edil­mesi gereken Türk askerinin, teslim olmasını ön­ledi; ki bu askerler Kurtuluş Savaşının askeri gü­cünü oluşturdu.

NOT: Bu cepheye İtalyanlar ve Fransızlar da asker göndermiştir.

 

 7-Galiçya-Makedonya-Romanya Cephesi:

  Osmanlı Devleti bu cephelerde müttefiklerine yar-dım etmek ve Makedonya üzerinden geçen ve Al­manya ile kara bağlantısını sağlayan demir yolu-nun güvenliğini sağlamak için savaşmıştır.

  Osmanlı bu cephelerde Rus, Sırp, Romen ve Fran­sız güçlerine karşı savaşmıştır. Brest Litowsk Ant­laşması ile bu cephe kapanmıştır. Bu cephe Os­manlı’nın toprakları dışında savaştığı tek cephedir.

 

O-Osmanlı Devletini Paylaşma tasarıları

                         (Gizli Antlaşmalar)

Gizli Antlaşmaların Yapılma Sebepleri:

1-Şark meselesi (Osmanlı ülkesini paylaşma mese­lesi) ni halletmek.  

2-İtilaf bloğunun birlik ve istikrarını sağlamak

3-Savaştan sonra Osmanlı’yı paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşmemek

4-İtalya’yı İtilaf  bloğuna katmak.

5-Rusya’yı İtilaf bloğunda tutmak

 

1-Boğazlar Antlaşması (Mart-Nisan 1915):

  Çanakkale Savaşı esnasında Rusya boğazlar konu­sunda tedirginleşince; İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan antlaşma ile boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakılmıştır.

Antlaşmanın Önemi:

1-Rusya’nın Almanya tarafına geçmesi önlendi

2-Gizli antlaşmalar başladı

3-İngiltere ve Fransa ilk defa Rusya’nın boğazlar konusundaki isteklerini kabul etti.

NOT: Rus Çarlığı yıkıldıktan sonra; tekrar yapılan gizli antlaşmalar sonucunda boğazlar bölgesinin yönetiminin İtilafların ortak kontrolünde olmasına karar verildi.

 

2-Londra Antlaşması (26 Nisan 1915):

  Bu antlaşma İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalandı.

  İtalya’ya On İki Ada ve Antalya bırakıldığı gibi; İtalya’ya,Osmanlı’nın Libya üzerindeki halifelik haklarının da kaldırılacağı vaat edildi. Bu antlaşma sonucunda İtalya İtilaf bloğuna geçti.

 

3-Sykes-Pıcot (1916):

 Bu antlaşma İngiltere ile Fransa arasında imzalan­mıştır.

1-Musul hariç, Irak İngiltere’ye bırakıldı

2-Adana, Antakya, Lübnan ve Suriye kıyıları Fransa’ya bırakıldı.

3-Musul, Ürdün ve Suriye’nin bir kısmında Arap krallığının kurulması ve bu devletin Fransa ile İn­gil­tere’nin ortak denetiminde olması kararlaştırıldı.

4-Filistin’de, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Şerif Hüseyin tarafından kararlaştırılarak, uluslar-arası bir yönetimin kurulması kararlaştırıldı.

5-Hicaz’ın serbest bölge olması kararlaştırıldı.

Önemi:

1-Arap bölgeleri (Orta Doğu) paylaşıldı

 

4-Petrograt Protokolü:

 Bu antlaşma Rusya, Fransa ve İngiltere arasında imzalandı.Rusya'ya,  İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu çıkarlarını kabul etmesine karşılık boğazlar bölge­sine ek olarak Trabzon’a kadar Doğu Karade­niz, Erzurum, Van ve Bitlis verildi.

 

5-Mc Mahon (1916):

  İngiltere’nin Mısır valisi ile Şerif Hüseyin ara­sında imzalanmıştır. Şerif Hüseyin’e bağımsız bir Arap devleti vaat edilmiştir. Arapları Osmanlı’ya karşı savaştırmak isteyen İngilizler bu tür gizli ant-laş­malarla amaçlarına ulaşmıştır.

 

6-Saint Jean de Maurıenne (19 Nisan 1917):

  Bu antlaşma İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalanmıştır.           

  On İki Ada, Antalya, İzmir,Aydın ve Muğla İ-talya’ya bırakılmıştır. İngiltere; İzmir’in İtalya’ya verilmesini Rusya istemeyeceğinden dolayı; bu antlaşmanın geçerli olabilmesini, Rusya’nın ant­laşmayı imzalamasına bağlamıştır. Rusya kısa bir süre sonra savaştan çekildiği için bu antlaşma Rusya tarafından imzalanamamıştır.

  Paris Konfe­ransında İzmir’i Yunanistan’a bırak­mak isteyen İngiltere’ye İtalya karşı çıkınca; İngil­tere Sen Jön dö Möryen antlaşmasının geçersizli­ğini ileri sür­müş­tür.

 

Gizli Antlaşmaların Önemi:

1-İtilaf devletleri aralarında çıkar birliği sağlamış­lardır.

2-Savaş daha bitmeden, Osmanlı toprakları payla­şılmıştır.

3-Bu antlaşmalar Mondros Mütarekesinin ağır şartlar taşımasında etkili olmuştur.

4-İtilaf devletleri aralarındaki birlik ve bütünlüğü güçlendir­mişlerdir.

5-Gizli antlaşmalar İtilaf devletlerinin zaferden e-min olduğunu göste­rir.

 

Gizli Antlaşmaların Özellikleri:

1-Şark meselesini halletmeye yöneliktirler

2-Osmanlı toprakları paylaşılmıştır.

3-İtilaf Devletleri çıkar birliği sağlamıştır.

4-Osmanlı’nın savaşa girmesinin bir sonucu olarak gündeme gelmiştir.

 

Açıklamalar:

1-Yunanistan gizli antlaşmalara katılmadığı halde; savaştan sonra toplanan Paris Konferansında İzmir ve civarını alarak Osmanlı’nın paylaşımına açıkça katılmıştır.

2-Rusya gizli antlaşmalara katıldığı halde; savaştan çekildiğin­den dolayı; savaştan sonra Osmanlı’nın paylaşımına katılama­mıştır.

3-İtalya gizli antlaşmalara katıldığı halde; savaştan sonra ant­laşmalardan umduğunu bulamamış; ki bu durum İtalya ile İngiltere ve Fransa’nın arasını açmıştır.

4-Gizli antlaşmaları dünyaya ilk defa Çarlık Rus-yasını, İngiltere, Fransa ve İtalya’yı dünya kamu oyuna kötü göstermek isteyen Bolşevikler duyur­muştur.

5-Wilson İlkeleri gizli antlaşmaları hukuken geçer­siz saymıştır.

6-İngiltere ve Fransa ABD ile çelişkiye düşmeden gizli antlaş­maları uygulayabilmek için, Paris Konfe­ransında mandater sistem düşüncesini ortaya attılar. Mondoros Mütarekesine 7 ve 24. maddeleri koydular. Azın­lıkları Osmanlı’ya karşı kışkırttılar.

7-Mondros Mütarekesinden sonra başlayan işgaller, genelde, gizli antlaşmalar doğrultusunda oldu

8-Rusya’nın savaştan çekilmesi üzerine; Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti ku­rulmasına; Ermenile­rin koruyuculuğunun ABD’ye verilmesine ve Bo­ğazlar üzerinde ortak yönetim kurul­masına karar verildi.

9-Mondros Mütarekesinin imzalanması ile gizli antlaşmalar uygulamaya girdi.

10-İşgal güçleri gizli antlaşmaları daha rahat uygula­yabilmek için Mondros Mütarekesini işlerini ko­laylaştıracak şekilde hazırladılar.

 

 

Ö-Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918)

  ABD Cumhurbaşkanı Woodrow Wilson I.Dünya Savaşı sonrasında yapılacak barışın esaslarını ya­yınladığı on dört ilke ile açıklamış, İtilaf devletleri de ABD’yi yanlarında tutmak istediklerinden dolayı bu ilkeleri kabul ettiklerini bildirmişlerdir.

  ABD başkanı Wilson, savaştan sonra barışın de­vam etmesini bir daha böyle büyük savaşların çık­mamasını istiyordu.

 

İlkeler:

1-Galip devletler yenilen devletlerden toprak ve sa-vaş tazminatı almayacak.

  Açıklama:

1-Bu madde yeni sömürgeler oluşmasına karşıdır.  

2-Malüb devletlerin mütareke imzalamasını hızlan­dırmıştır.

3-Savaştan sonra imzalanan antlaşmalar bu mad­deye uymamış­tır.

2-Devletlerarası antlaşmalarda açık diplomasi esası uygulanacak.

  Açıklama:

  Gizli antlaşmalar hukuken geçersiz sayılmıştır.

3-Karasuları dışındaki denizlerde tam serbestlik sağlanacak

4-Uluslar arası ekonomik engeller kaldırılacak ve devletler arasında eşitlik sağlanacak

5-Silahlanmanın azaltılması yolunda karşılıklı gü­venceler verilecektir.

  Açıklama:

  İlk silahsızlanma çağrısıdır.

6-Rusya,Belçika,Romanya,İtalya,Sırbistan,Karadağ ve Romanya’nın sınırları tekrar saptanacak

7-Devletlerarası anlaşmazlıkları barış yoluyla çöze­cek uluslararası bir örgüt kurulacak

  Açıklama:

  Milletler Cemiyetinin kurulması istenmiştir. Bu cemiyet Paris Konferansında kurulmuştur. Bu madde Wilson Prensiplerinin uyulan tek maddesi­dir. Savaş uluslararası meselelerin çözülme­sinde araç olmaktan çıkarılmak istenmiştir.

8-Boğazlar bütün ulusların ticaret gemilerine açık olacak.

9-Osmanlı İmparatorluğu’nda Türklerin oturduğu bölgelerin egemenliği sağlanacak; diğer bölgeler­deki uluslara da kendilerini geliştirme hakkı verile­cektir.

  Açıklama:

  Osmanlı Devletinin devam edeceği, fakat, parça­lanacağı vur­gulanmıştır. Bu madde Mondros müta­rekesinden sonra Ana­dolu’da başlayan işgallerin hukuk dışı; bu durum karşısında Türk Kurtuluş Savaşının ise hukuka uygun olduğunu gösterir. Bu madde azınlıklar için ilham kaynağı olmuştur.

10-Alses Loren Fransa’ya geri verilecektir.

  Açıklama:

  Bu madde savaştan sonra malüb devletlerden toprak alınma­yacaktır maddesi ile çelişmektedir.

 

Wilson Prensiplerinin Önemi:

1-İttifak grubu mütareke imzalama konusunda ce-saretlendi(Savaşın bitişi hızlandı)

2-Çok uluslu imparatorlukların parçalanması ön görüldü

3-Wilson ilkeleri itilaf devletlerinin çıkarlarına ters düşmüştür. Bu nedenle kabullenmiş gibi  görün­dükleri bu ilkeleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamışlardır. İttifak devletleri ise bu ilkeleri barışın anahtarı olarak görüp benimsemişlerdir.

4-Savaştan sonra prensiplerine uyulmadığını gören ABD belli bir dönem Avrupa siyasetinden çekildi. 5-İmzalanan antlaşmalarda prensiplere uyulmadı

6-Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşının çıkması Wilson Prensiplerinin amacına ulaşmadığını göste­rir.

 

P-Savaşı Bitiren Ateşkes Antlaşmaları

 

1-Bulgaristan : (Selanik-29 Eylül 1918)

2-Osmanlı:  (Mondros-30 Ekim  1918)

3-Avusturya:  (Villa gusti-3 Kasım-1918)

4-Almanya:(Redhondes-11Kasım-1918 ) 

 

  Açıklamalar:

1-Almanya’da 9 Kasım 1918’de cumhuriyet ilan e-dildi.

2-Avusturya’nın savaştan çekilmesinde kendisine bağlı azınlık­ların isyan etmeleri etkili oldu.

3-Romanya, Rusya savaştan çekilince savaştan çe-kildi

4-Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi Osmanlı ile Al-manya’nın kara bağlantısını kesti.

 

 

 

R-Mondros Mütarekesi(30 EKİM 1918)

 

Osmanlı’nın Mütarekeyi İmzalama Sebepleri:

1-Osmanlı’nın savaşacak gücünün kalmaması

2-Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi sonucunda Osmanlı ile Almanya’nın kara bağlantısının kesil­mesi

3-Wilson Prensiplerinden cesaret alınması

4-Güney cephelerinin çökmesi

5-Savaş taraftarı olan İttihat ve Terakki Partisinin ülkeyi terk etmesi sonucunda başa barış isteyen Hürriyet ve İtilaf Fırkasının gelmesi.

  Mondros Mütarekesi; 30 Ekim 1918’de Osmanlı adına bahriye nazırı Rauf Orbay ile; İtilaf devletleri adına İngiliz amirali Caltrop arasında Limni Adası­nın Mondros Limanında Agamemnon Zırhlısında imzalanmıştır.

 

Bazı Maddeleri (tamamı 25 maddedir):

1-Anlaşma devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında istedikleri stratejik bir bölgeyi işgal edebilecektir.(7.Madde)

  Açıklama:

1- Mütarekenin en önemli maddesi 7. maddedir.

2-Bu madde itilaf devletlerinin Anadolu’da yaptık­ları işgallerin hukuki dayanağı olmuştur.

3-İtilaf Devletleri bu maddeyi ateşkese koya­rak Wilson ilkele­rine ters düşmekten kurtulmuşlar­dır.

4-Bu madde Osmanlı ülkesini işgale açık hale geti­rip ülke bütünlüğünü bozmuştur.

2-Doğu Anadolu’da altı ilde (vilayet-i sitte: Erzu­rum,Van, Elazığ, Sivas,Bitlis,Diyarbakır)bir karı­şıklık çıktığında itilaf devletleri bu illerin herhangi birini işgal edebilecektir.(24.Madde)

  Açıklama:

  Bu madde anlaşma devletlerinin Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurma projelerinin en önemli göstergesidir.

3-Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlan­ması dışındaki Osmanlı orduları terhis edilecek; ayrıca orduya ait cephane, taşıtlar ve donanma anlaşma devletlerine bırakılacaktır.

  Açıklama:

  Böylece Osmanlı Devleti yapılacak işgaller karşı­sında savun­masız hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu madde Anadolu’nun işgal edileceğini gösterir.

4-İran ve Kafkasya’daki Osmanlı birlikleri geri çekilecek. Kuzey Afrika ve Orta Doğu da bulunan Osmanlı askerî birlikleri en yakın itilaf devletine teslim ola­caktır.

5-Ermenilerle itilaf devletlerinden alınan esirler serbest bırakılacak; Türk esirler itilaf devletlerinin denetiminde kalacaktır.

  Açıklama:

  Bu durum devletlerin eşitliği ilkesine aykırıdır.

6-Haberleşme ve Ulaşıma ait bütün araç-gereçler anlaşma devletinin denetiminde bırakılacaktır.

 

 

  Açıklama:

1-Böylece, işgalci devletlere karşı topyekün bir mü­cadelenin Türkler tarafından başlatılması engellen­meye çalışılmıştır.

2-Bu durum bölgesel direniş hare­ketlerinin vatanın bütününe yönelik hale getirilme­sini kısa bir için de olsa geciktirmiştir.

3-Bu madde işgallerin başlayacağını gösterir.

7-Limanlar,Toros Tünelleri,tersaneler ve demir yol-ları anlaşma devletlerine bırakılacak

8-Anlaşma devletleri akaryakıt ve kömür ihtiyaç­larını Osmanlı devletinden karşılayacak ve bu mad­deler ihraç edilmeyecektir.

  Açıklama:

  Anlaşma devletleri bu tür maddelerle Osmanlı Devleti’nin eko­nomik bağımsızlığını ortadan kal­dırmış ve Osmanlı’yı ekonomik bakımdan kendile­rine bağımlı hale getirmeye çalışmışlardır.

9-Boğazlar İtilaf devletlerinin işgalinde olacaktır.

  Açıklama:

  Bu madde Osmanlı’nın boğazlar üzerindeki ege­menliğini sona erdirdiği gibi; İstanbul’u güvenliksiz hale getirdi ve Anadolu ile Rumeli’nin bağlantısını kesti.

10-Batum işgal edilecektir.

  Açıklama:

  İngiltere bu madde ile Kafkasya’yı işgal ederek Osmanlı ile Rusya’nın bağlantılarını kesmek iste­miştir.

11-Osmanlı ittifak grubu ile ilişkilerini kesecektir.

 

Mondros Mütarekesinin Önemi:

1-Osmanlı Devleti İtilaf devletlerine teslim olmuş­tur.

2-Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.

3-Gizli antlaşmaların uygulama safhası başlamıştır.

4-Milli cemiyetler kurulmuştur.

5-Mütarekeyi imzalayan Rauf Orbay gözden düş­müştür.

 

  Açıklamalar:

1-Mütarekenin imzalandığı tarihte Mustafa Kemal Suriye’dedir.

2-Gizli antlaşmaların var olması mütarekenin ağır şartlar taşıma­sında etkili oldu.

 

 

S-Paris Konferansı (18 Ocak 1919)

  İtilaf Devletleri yenilen devlet­lerle imzalanacak barış antlaşmalarının şartlarını tespit etmek ve bo­zulan dengeleri kendi lehlerine kurmak için Paris’te bir barış konferansı toplamış­tır. Bu konferansa 32 Devlet katılmıştır. Konferans İngiltere ve Fransa’nın etkisi altında kalmıştır. Pa­ris’te ilk ola­rak Milletler Cemiyetinin kurulması kararlaştırıl­mıştır. Ancak ABD diğer konularla fazla ilgilen­memiş ve infirat (yalnızlık) politikasına geri dön­müştür. 

  En fazla tartışılan mesele Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma olmasına rağmen;aralarında çıkar çatışmasına düşen galipler Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşmayı karara bağlayamamışlardır.

  Batı Anadolu’nun kendisine bırakılması için çaba harcayan Yunanistan konferansa Batı Anadolu’da Rumların çoğunlukta olduğunu gösteren ve İzmir civarında Rumların Türkler tarafından katledildiğini ileri süren sahte raporlar ile geldi. Güçlü bir İtalya’nın Batı Anadolu’da varlığını istemeyen İngiltere Yunanistan’ın verdiği sahte raporları kul­lanarak İzmir ve civarının Yunanistan tarafından işgal edilmesini Konferansa kabul ettirdi. İtalya ise bu durumdan dolayı konferansı terk etti. İtilaf dev­letleri arasında ilk çatlak oluştu.

  Osmanlı ülkesini milletler prensibine göre böle­rek; ilgilendiği bölgeleri mandater sistem aldatma­cası ile sömürü sınırları içine almak isteyen İngil­tere konferansa Kürt, Ermeni, Rum ve Arapları da davet etti. Bu milletler konferansa İngiliz çıkarla­rına hizmet edecek şekilde sahte raporlarla geldiler. İlk defa bu konferans esnasında Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulmasına karar verildi.

  Wilson prensiplerinde kurulması istenen Milletler Cemiyeti ( Cemiyet-i Akvam ) kurulmuştur. Görevi uluslararası anlaşmazlıkları çözümleyerek dünya barışının devamını sağlamak olan bu cemiyet İngi­liz çıkarlarına hizmet etmekten başka bir işe yara­mamıştır. Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşının çıkması bu durumu açıkça göstermektedir. Bu ce­miyetin iç tüzüğü I. Dünya Savaşı sonucunda im­zalanan bütün antlaşmalara konulmuştur. Bu cemi­yetin kurulması Wilson prensiplerinin kısmen uy­gulandığını gösterir.

  İngiltere ve Fransa ABD ve dünya kamu oyuna dürüst görünerek sömürgeciliklerini devam ettire­bilmek için; yeni kurulan bir devletin büyük bir devlet tarafından Milletler Cemiyeti adına yönetil­mesi esasına dayanan Mandater Sistem düşüncesini konferansa kabul ettirdiler. Bu sistem sömürgecili­ğin şekil değiştirmiş halidir.

  Tamirat adı altında savaş tazminatı alınmasına karar verildi.

  

Ş-Barış Antlaşmaları

 

1-Versailles(Versay) (28 Haziran 1919)

  Versay Antlaşması Almanya ile imzalanmıştır.

Bazı Maddeleri:

1-Almanya Alses bölgesi ve Saar bölgesini Fransa’ya; deniz aşırı bölgelerini İngiltere, Fransa, Belçika ve Japonya’ya bıraktı.

2-Danzig serbest bölge olarak kabul edildi.  

3-Almanya Avusturya ile birleşmemeyi garanti etti.

4-Almanya Yugoslavya ve Çekoslovakya’yı tanıdı.

5-Askerlik mecburi olmaktan çıkarıldı

6-Kiel Kanalı ve Alman nehirleri uluslararası hale getirildi.

7-Almanya ekonomik yükümlülüklere uyacağını ve savaş tazminatını vereceğini  kabul etti.

Önemi:

1-İngiltere en güçlü rakibinden kurtuldu

2-Almanya uzun süre savaşamayacak hale getirildi

3-Antlaşma hükümlerini uygun bulmayan Almanya II. Dünya Savaşının çıkmasında etkili oldu

4-Alman sömürgeleri İngiltere, Fransa, Belçika ve Japonya arasında paylaşıldı.

 

2-Saınt Germaın (10 Eylül 1919)

  Bu antlaşma Avusturya ile imzalanmıştır.

Bazı Maddeleri:

1-Avusturya Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslo­vakya’yı tanıdı

2-Almanya ile birleşmemeyi garanti etti

3-Malubiyetin gerektirdiği yükümlülükleri kabul et-ti.

NOT: Avusturya’nın denizle bağlantısı kesildi.

 

3-Neuilly Antlaşması (27 Kasım 1917)

   Bu antlaşma Bulgaristan ile imzalanmıştır.

Bazı maddeleri:

1-Bulgaristan Gümülcine ve Dedeağaç’ı Yunanis­tan’a; Dobruca’yı Romanya’ya bıraktı.

2-Malubiyetin getirdiği yükümlülükleri kabul etti.

3-Ordu 25.000 ile sınırlandırıldı.

NOT: Bulgaristan’ın Ege ile bağlantısı kesildi.

 

4-Trianon (Triyanon)Antlaşması

            (6 Haziran 1920)

  Macaristan’daki rejim değişikliği nede­niyle bu antlaşmanın imzalanması gecikmiştir. Macaristan bu antlaşma ile bağımsız bir devlet olarak tanın­makla beraber denize çıkışı olmayan küçük bir devlet haline gelmiştir.

NOT: Macaristan’a malüb devlet muamelesi ya­pılmıştır.

 

Barış Antlaşmalarının Özellikleri:

1-Yeni devletler kuruldu

2-Askeri ve ekonomik sınırlamalar getirildi

3-Sınırlar değiştirildi.

 

T- İtilaf Grubunun Savaştaki Dezavantajları

1-Rusya’nın savaştan çekilmesi

2-Sömürgelerde bıkkınlık görülmesi

3-Çanakkale’nin geçilememesi

4-Osmanlı’nın savaşı Orta Doğu’ya çekmesi

5-Bulgaristan’ın İttifak Grubuna girmesi

 

U-İttifak Grubunun Savaştaki Dezavantajları

1-İngilizlerin denizlerde güçlü olması

2-İngiltere’nin sömürgelerinden destek alması

3-Avusturya ve Osmanlı’nın etnik problemlerle uğ-raşması

4-ABD’nin İtilaf Grubunda savaşa girmesi

5-İtalya’nın İtilaf Grubuna geçmesi

 

Ü-Rusya’nın Savaştan Çekilmesinin Sonuçları

1-İngilizler Anadolu için Yunanlıları ön plana çı­karmaya başladı

2-Ermenilerin koruyuculuğu ABD’ye verildi

3-Gizli antlaşmalar değişti

4-Brest-Litowsk Antlaşması imzalandı

5-Kafkas, Galiçya, Romanya ve Makedonya cep­heleri kapandı

6-Osmanlı Kars, Ardahan ve Batum’u geri aldı

7-İtilaf bloğunda oluşan boşluk önce İtalya ile sonra ise ABD ile doldurulmaya çalışıldı

 

V-I.Dünya Savaşının Genel Sonuçları

1-Avrupa’daki mevcut dengele değişti

2-Rakiplerini etkisiz hale getiren İngiltere ve Fransa en kazançlı devletler olurken; galipler safında yer alan İtalya ve Rusya hedefledikleri amaçlarına ula-şamamışlardır.

3-Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu     parçalanmış; Çarlık Rusya’sı yıkılmıştır.

4-Türkiye, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Letonya, Litvanya ve Ukrayna gibi ye-ni devletler kurulmuştur.

  Açıklama: 

  Yugoslavya, Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek, Makedonya ve Slovenya’nın birleşmesi sonucunda kurulmuştur.

5-Cemiyet-i Akvam kurulmuştur(1920)

6-Sömürgecilik yerini Manda ve Himayeye bırak-mıştır.

7-Barış Antlaşmalarında milliyetçilik prensibine dikkat edilmemesi azınlık sorununun ortaya çıkma­sına sebep olmuştur.

8-Merkezi İmparatorlukların parçalanması sonucu Avrupa ve Orta Doğu’da denge boşlukları ortaya çıkmıştır.

9-Komünizm, Faşizm, Nazizm gibi, demokratik ol-mayan, totaliter rejimler ortaya çıkmıştır.

10-Sivil savunma düşüncesi ortaya çıkmış; böylece cephe gerisindeki sivil halkın korunması amaçlan­mıştır.

11-Barış Antlaşmaları devletlerin eşitliği ilkesine aykırı olduğu için sürekli bir barış ortamı sağlana­mamış,bu yüzden II.Dünya savaşı çıkmıştır.

12-Bazı devletler ekonomik krizlere girdi

13-Ümmetçilik ve Turancılık iflas etti.

14-Milliyetçilik güçlendi ve ulusal devletlerin kuru­luşu hızlandı

15-Deniz altı gemileri önem kazandı

16-ABD tekrar içine kapandı

17-İngiltere ve Fransa Orta Doğu kaynaklarını ele geçirdi

18-Suriye, Irak, Lübnan ve Hicaz Osmanlı’dan ay­rıldı.

19-Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin’de mandater yönetimler kuruldu.

20-İttihat ve Terakki Partisi dağıldı.

 

Açıklamalar:

1-I.Dünya Savaşında ilk defa tank ve kimyasal silah kullanıldı

2-Savaştan sonra sınırlar çizilirken milliyetlerin dağılımı dikkate alınmadığından dolayı savaştan sonra da milliyet olayları devam etti.

3-İtalya savaş başlamadan önce Fransa ile gizli antlaşma yaptı

4-Paris konferansında Doğu Trakya Yunanistan’a verildi.

5-ABD I. ve II.Dünya savaşının bitmesinde etkili oldu.

6-ABD savaşa girerken uluslararası dengede yerini almak istedi.

7-ABD savaşa 2 Şubat 1918’de fiilen girdi.

8-Savaştan sonra; Almanya’nın güçlenmemesi İn-giltere ve Fransa için temel politika oldu

9-Versay, Nöyyi, Sen Jermen ve Trianon antlaşma­ları II.Dünya Savaşının çıkması ile yürürlükten kalktı

                                 

       

MONDROS  MÜTAREKESİNE  TEPKİLER

 

A-MİLLİ  CEMİYETLER

 

1-Trakya Paşaeli Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Mavri Mira Cemiyetinin Trakya’ya yönelik ola­rak yürüttüğü bölücü faaliyetlere karşı kurulmuştur.

2-İstanbul ve boğazların işgal edilmesi bu cemiyetle Anadolu’nun bağlantısını kesmiştir.

3-Bu cemiyet Osmanlı Devleti’nin yıkılması halin-de Trakya’da bir cumhuriyet kurmayı planlamakta­dır.

4-Edirne Kongresini düzenlemiştir.

 

2-İzmir Müdafa-i Hukuk Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Ege Bölgesinde Yunanlıların bölücü faaliyetle­rine karşı çalıştı.

2-2-9 Mart 1919 tarihinde İzmir’de Müdafa-i Hu­kuk Kongresini düzenledi.

 

3-Kilikyalılar Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Adana ve civarının Ermeni ve Fransızlara karşı bütünlüğünü korumak için kuruldu

 

4-Redd-i İlhak Cemiyeti:

Özellikleri:

1-İzmir’in işgaline tepki olarak kuruldu

2-Balıkesir ve Alaşehir kongrelerini düzenleyerek Ege Bölgesini örgütledi

3-Kuvay-ı Milliyeyi harekete geçirerek silahlı dire­niş başlattı.

 

5-Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Orta ve Doğu Karadeniz’deki Rum ve Ermeni faaliyetlerine karşı kuruldu.

2-Erzurum Kongresinin toplanmasına yardımcı ol-du.

3-Erzurum Kongresinde Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşti.

 

6-Milli Kongre Cemiyeti:

Özellikleri:

1-İstanbul’da kuruldu

2-İlk defa kuvay-ı milliye tabirini kullandı

3-Milli mücadele için birleşmeyi savundu

4-Genelde basın yayın yoluyla propagandayı ilke edindi.

5-16 Mart 1920’de İstanbul’un işgaliyle bu cemiyet dağıldı.

 

7-Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Doğu Anadolu’nun Ermenilere karşı bütünlüğünü korumak için kuruldu.

2-XV. kolordunun Erzurum’da dağılmamış halde olması bu cemiyeti daha da etkin hale getirdi.

3-Erzurum Kongresini düzenledi

4-Le Pays gazetesini çıkardı.

5-Cemiyet; Türkleri azınlıklara göre daha güçlü tutmak için şu kararları aldı:

a-İşgallere karşı direnilecektir.

b-Basın yayın yoluyla propaganda yapılacaktır

c-Bölge dışına göç edilmeyecektir.

d-Bilim, iktisat ve din teşkilatları kurulacaktır.

 

Milli Cemiyetlerin Özellikleri:

1-Türk halkının Mondros Mütarekesine ilk tepkisi­dir.

2-Basın yayın faaliyetlerinin elverişli olmasından, elçiliklerin varlığından ve merkez durumunda ol­masından dolayı İstanbul’u merkez edindiler

3-Milli mücadeleye örgütsel zemin hazırladılar

4-Halk arasında milli bilinci uyandırdılar

5-İşgalleri ve azınlıkların bölücü faaliyetlerini ön­lemeye çalıştılar

6-Bölgesel niteliklidirler

7-Mustafa Kemal gibi birleştirici bir liderden yok­sun oluşları en büyük eksiklikleridir.

8-İstanbul hükümetine, bağlı olmadıkları gibi; karşı da değillerdir.

9-Sivas kongresinden önceki en büyük eksiklikleri tek elden idare edilmemeleridir.

10-Türkçülük duyguları ile kurulmuşlardır.

11-Genellikle ittihatçılar tarafından kurulmuşlardır.

12-Programları bölgesel kurtuluşa yöneliktir. Bü­tünü kapsayan plan ve programları yoktur.

13-Önce basın yayın yoluyla propagandayı ilke edin­diyseler de; kanlı işgallerin başlamasıyla silahlı mücadeleyi başlattılar.

14-Sivas Kongresinde Anadolu ve Rumeli Cemiyeti adı altında birleştiler

 

B-AZINLIKLARIN KURDUĞU CEMİYETLER

 

1-Mavri Mira:

Özellikleri:

1-Fener Rum patrikhanesi tarafından kuruldu

2-Bizans İmparatorluğunu yeniden canlandırmayı ve Ege’de ilerleyen Yunanlılara yardım ederek Batı Anadolu ve Trakya’yı Yunanistan’a katmayı amaç­lıyordu. (megale idea)

3-Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Komisyonu ve Rum izcilik kuruluşları bu cemiyetin alt kollarıydı

 

2-Pontus Rum Cemiyeti:

Özellikleri:

1-1904’de Merzifon’da Amerikan kolejinde ku­ruldu

2-Batum’dan Sinop’a kadar uzanan ve merkezi Samsun veya Trabzon olabilecek bir Rum devleti kurmayı amaçlıyordu.

Açıklama: MÖ281’de kurulan Pontus Devleti’ni MS 63’de Romalılar yıktı. 1204’de tekrar kurulan Pontus Devleti’ni 1461’de Fatih yıktı.

3-Kardos Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Bu cemiyet Rum göçmenlerine yardımcı olmak görüntüsü altında Pontus Cemiyetine yardımcı olu-yordu.

 

 

4-Etnik-i Eterya Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Bu cemiyet bağımsız Yunanistan’ı oluşturmak için 1814 yılında Filiki Eterya adıyla kurulmuştur.

2-I. Dünya Savaşından sonra ise Yunanistan’ı bü­yütmek ve Bizans Devletini kurmak için çalıştı

 

5-Hınçak ve Taşnak Sütyun Cemiyetleri

Özellikleri:

1-Doğu Anadolu toprakları, Çukurova toprakları ve Kara Deniz bölgesinin bir kısmını Ermenistan’a katmak için çalıştılar.

 

6-Makabi-Alyans İsrailit Cemiyetleri:

Özellikleri:

1-Yahudi devleti kurmak için çalışmışlardır.

2-Ekonomik çıkarlarının korunması ön planda ol­muştur.

 

7-Rum-Ermeni Birlik Komitesi:

Özellikleri:

1-Rum ve Ermeni cemiyetleri arasındaki koordi­nasyonu sağladı.

 

Açıklama:

1-Azınlıklar Türkleri Hıristiyan katliamı yapı­yor olarak göstere­rek Anadolu’nun işgalini başlat­mak istediler.

2-Azınlıklar giriştikleri yıldırma faali­yetleri ile he-defledikleri bölgelerden Türkleri kaçı­rarak ilgili bölgelerde çoğunluk olmak istediler. 

 

Azınlık Cemiyetlerinin Özellikleri:

1-Wilson Prensiplerinden ilham aldılar

2-Mondros Mütarekesi, azınlıkların çalışmaları için uygun ze­min oluşturdu

3-Azınlıklar Osmanlı ülkesini sömürmek isteyen işgalciler tarafından kullanıldılar

4-Kiliseleri ve yabancı okullarını üs edindiler

5-İşgal devletlerinden yardım gördüler

6-Çıkardıkları olaylar ile TBMM’yi meşgul ettiler

 

C-MİLLİ VARLIĞA DÜŞMAN CEMİYETLER

 

1-Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Kurtuluşun padişahın emirlerine bağlı kalmakla mümkün olacağını savunmuştur.

 

2-Teali İslam Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Kurtuluşun halifenin emirlerine ve İslamın pren­siplerine uymakla mümkün olacağını savunmuştur.

3-İngiliz Muhipleri Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Kurtuluşun İngilizlerin himayesi ile mümkün olacağına inanıyordu

2-Bu cemiyet hükümet tarafından da desteklenmiş­tir.

 

4-Wilson Prensipleri Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Bu cemiyetin taraftarları Wilson ilkelerinden ilham almıştır

2-Kurtuluşun ABD mandasına girmekle mümkün olacağına inanmışlardır.

 

5-Kürt Teali Cemiyeti:

Özellikleri:

1-Bu cemiyetin taraftarları Wilson Prensiplerine da-yanarak; halifeye bağlı olarak bir Kürt devleti kur-mayı planlamışlardır.

 

6-Hürriyet ve İtilaf Fırkası:

Özellikleri:

1-1911 yılında İttihat ve Terakki Partisine karşı kuruldu

2-1918’den itibaren yönetimde etkili olmaya baş­ladı

3-Anadolu hareketini İttihatçıların hareketi olarak gören parti Kurtuluş Savaşına karşı gelişin liderli­ğini üstlendi.

 

İŞGALLER

A-İşgalcilerin İşgallere Hazırladığı Zemin

1-Mondros Mütarekesine 7 ve 24. maddeler kondu

2-Osmanlı ordusu terhis edildi

3-Osmanlı’nın savaş araç ve gereçleri kontrol altına alındı

4-Haberleşme ve ulaşım kontrol altına alındı

5-Osmanlı yönetimi denetim altına alındı

6-Boğazlar denetim altına alınarak Anadolu ile Rumeli’nin bağlantısı kesildi

7-Azınlıklar kışkırtıldı

  İşgaller Mondros Mütarekesine dayanılarak baş-lamıştır. 3 Kasım 1918’de Musul’u işgal ederek İngilizler işgal faaliyetlerini başlattılar. 13 Kasım 1918’de ise Yunanlılar da içinde olmak üzere İtilaf donanması İstanbul’u filen işgal etti.  

Açıklamalar:

1-İşgallere karşı ilk tepki, 19 Aralık 1918’de Ha­tay’a bağlı Dörtyol’un Karakese Köyü’nde Mehmet Kara’nın Fransızlara attığı kurşundur.

2-Batı cephesinde ilk kuva-yı milliye direnişi ise Ali Çetinkaya komutasında Ayvalık’ta, Yunanlılara karşı, geçekleştirdi.

İngiliz İşgal Bölgeleri:Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Maraş, Konya, Bilecik, Samsun, Merzifon

 Fransız işgal Bölgeleri:Adana, Dörtyol, Mersin, Osmaniye, Afyon, Antep, Maraş, Urfa

İtalyan İşgal Bölgeleri:Antalya, Kuşadası, Fet­hiye, Marmaris, Bodrum

B-İZMİR’İN İŞGALİ (15 MAYIS 1919)

  Yunanlılar Paris Konferansına verdirttikleri karar doğrultusunda İzmir’i işgal etmişlerdir.

İşgalin Önemi:

1-Kuva-yı Milliye ortaya çıkmaya başladı

2-Milli bilinç uyandı

3-Halkı Milli Mücadele için örgütlemek kolaylaştı

4-Mitingler düzenlendi

5-Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu

6-Halk, işgalcilere güvenilemeyeceğini anladı.

 

 

 

C-Amiral Bristol Raporu:

  İzmir’in işgali dünya kamuoyunda büyük bir yankı ve kınamaya sebep olunca; olayın sorumlusu duru­munda olan İtilaf devletleri kamuoyunu yatıştırmak ve İzmir bölge­sindeki durumu  öğrenebilmek için bölgeye Amiral Bristol önderliğinde bir rapor he­yeti göndermişler­dir.

 

Bristol Raporunun İçeriği:

1-Bölgedeki olayların sorumlusu Türkler değil; Rumlardır.

2-Bölgede Türkler çoğunluktadır.

3-Yunanlıların bölgeyi işgali ilhaka yöneliktir. Böl-genin güvenliğini sağlamaya yönelik değildir.

4-Bölgeden Yunanlılar çekilerek; bölgeye İtilaf devletlerinin güvenlik birlikleri yerleşmelidir.

 

Bristol Raporunun Önemi:

1-Yunanlıların Paris Konferansına sahte rapor ver­diği ortaya çıkmıştır.

2-Yunan işgalinin niteliği dünyaya duyurulmuştur.

3-İşgalin gereksiz ve haksız olduğu belirtilmiştir.

4-İlk defa uluslararası bir belge Türk Milli Müca­delesinin haklılığını göstermiştir.

 

KUVA-YI MİLLİYE

  Kuva-yı milliye, işgaller karşısında, halkın hare­kete geçerek kendi bölgelerini korumaya çalışması hareketidir.

 

A-Kuva-yı Milliyenin Özellikleri

1-İşgallere tepki olarak ortaya çıktılar.

2-Bölgesel olarak hareket ettiler.

3-Düzenli ordu kurulana kadar düşmanı oyaladılar.

4-Düzenli ordunun temelini oluşturdular.

5-TBMM’ye karşı oluşan isyanları bastırdılar.

6-Desteğini halktan aldılar.

7-Tutarsız davranışları halk ile kuva-yı milliyenin vurucu gücü olan milislerin arasını açtı.

8-Ortaya çıkışında işgaller ve işgaller karşısında Osmanlı Devletinin tepkisizliği etkili oldu

9-Milli cemiyetlerin silahlı koludurlar.

10-Disiplin ve birlikten yoksun oluşları en büyük eksiklikleridir.

 

 
KURTULUŞ SAVAŞININ HAZIRLIK DÖNEMİ

 

A-MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI

                      (19 MAYIS 1919)

  Orta ve Doğu Kara Deniz Bölgesinde Pontus Rum Cemiyetinin çalışmaları sonucunda bölgedeki Rum halkı karışıklıklar çıkarıyor ve olayın sorumlusu olarak da Türk halkı gösteriliyordu. Bu durum kar­şısında İngilizler, Osmanlı hükümetine bölgede gü-venliğin sağlanmasını; aksi takdirde, bölgeyi iş-gal edeceklerini bildirdiler. Rumların da zaten bek­lentisi, bölgenin İngilizler tarafından işgal edilerek Rumların işlerinin kolaylaştırılmasıydı.

  Bölgede güvenliğin sağlanması için İstanbul yöne­timi IX. Ordu Müfettişliğine getirerek Mustafa Ke-mal’i görevlendirdi. Mustafa Kemal bölgede hare­ket edebilmek için IX. Ordu Bölgesindeki sivil ma-kamlara da emir verme yetkisini aldı.

Mustafa Kemal’in Görevi:

1-Görev bölgesindeki orduları terhis etmek

2-Asayiş ve güvenliği sağlamak

3-Halkın elindeki silah ve cephaneyi toplamak

4-Halka silah ve cephane dağıtan kuruluşları orta­dan kaldırmak

Samsun’a Çıkışın Önemi:

1-Mustafa Kemal milli mücadeleyi başlattı

2-Mustafa Kemal “Ya istiklal! Ya ölüm!” pa­rolasını benimsedi.

3-Kurtuluşun ulusal olacağı vurgulandı.

               

B-HAVZA  GENELGESİ

(28 MAYIS 1919)

  Samsun bölgesini, İngiliz ve Rumların varlığından dolayı, milli mücadele çalışmalarının başlaması için uygun görmeyen Mustafa Kemal; Samsun’dan Havza’ya hareket etti.

  Anadolu’daki komutanlarla da irtibat kurarak orduların terhis edilmemesini sağlamaya çalışan Mustafa Kemal; Havza’da, milli bilincin uyanması ve İtilaf devletlerinin Türk halkının tepkisini gör­mesi için İzmir’in işgalini protesto eden bir miting düzenledi. Bu tür mitinglerin tüm yurtta da yapıl­masını istedi.

  Mustafa Kemal yurdun çeşitli yerlerinde başlayan halk heyecanını ortak bir çizgi üzerinde birleştir­mek istiyordu.Ferdi bilinçten ulusal bilince ulaşıl­masını istiyordu.

Açıklamalar:

1-Mustafa Kemal İzmir’in işgalini halkın uyarıl­ması ve birleşti­rilmesi için kullanmak istemiştir.

2-Mustafa Kemal’in isteği üzerine bundan sonra mitingler düzenlenmesi, Mustafa Kemal’in lider olarak benimseneceğini göstermektedir.

3-Mustafa Kemal’e Havza’daki faaliyetlerinin so­nucu olarak; İngilizlerin baskısıyla, 8 Haziran 1919’da İstanbul hükümetin­den, kendisini İstan­bul’a geri çağıran bir telgraf geldi.

            

C-AMASYA GENELGESİ-TAMİMİ

(22 HAZİRAN 1919)

Sebep:

  Ülkenin içinde bulunduğu durumu millete duyura­rak milleti bağımsızlık ve egemenlik için mücade­leye çağırmak.

 

Genelgenin Hazırlayıcıları:

  Mustafa Kemal, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir(Erzurum’da)  

 

Genelgenin Maddeleri:

1-Yurdun bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikede­dir.

Açıklama:

1-Durum ve Kurtuluş Savaşının gereği ortaya kon­maktadır.

2-Kurtuluş Savaşının bölgesel değil; bütünsel ol­duğu vurgulan­mıştır.

3-Bölücülere ve bölgesel kurtuluşu amaçlayanlara bir tepkidir.

2-İstanbul’daki hükümet baskı altında olduğundan dolayı, üzerine almış olduğu sorumluluğun gerekle­rini yerine getirememektedir. Bu durum  milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.

Açıklama: 

1-İlk defa İstanbul hükümetine tepki gösterilmiştir.

2-İstanbul hükümetinin bu tutumu da, durumun bir parçası olarak, belirtilmiştir.

 

Uyarı:Mustafa Kemal Milli Mücadele esnasında milli güçte bölünme yaşanmaması için padişaha karşı doğrudan tepki gös­termeyip; tepkilerinde İs-tanbul hükümetini hedef almıştır.

3- Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Açıklama:

1-Milli egemenlik fikri ilk defa üstü kapalı bir şe­kilde vurgu­landı.

2-Kurtarıcı olarak, padişah, mandacı ve himayeci devletlerin yerini milletin kendisi aldı.

3-Kaderine razı olmaya bir karşı çıkış vardır.

4-İleride milli egemenliğe dayalı devletin kurulaca­ğına dair ilk işaretler verilmiştir.

5-Mustafa Kemal’in Türk milletine güvendiği ve mücadeleyi millete mal etmek istediği anlaşılmak­tadır.

4-Milletin durum ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı gereklidir.

Açıklama:

1-İlk defa heyet-i temsiliyenin kurulması istenmek­tedir.

2-Kurtuluş savaşına, kişisellikten çıkarılarak, ulusal karakter kazandırılmaya çalışılmaktadır.

3-Genelgenin ihtilalci yönü görülmektedir.

5-Anadolu’nun her yönden güvenli yeri olan Si­vas’ta milli bir kongre toplanmalıdır.

Açıklama:

1-Ulusal bir kongrenin toplanması istenmiştir.

2-Milli birlik ve beraberliğin sağlanması amaçlan­mıştır.

6- Kongreye her sancaktan milletin güvenini ka­zanmış üç delege katılmalıdır. Delegeleri müdafa-i hukuk cemiyetleri ve belediyeler seçmelidir. Dele­gelerin kongreye geliş güzergahları ve zamanları milli bir sır olarak saklanmalıdır.

Açıklama:

1-Kararların ulusal olması amaçlanmıştır.

2-Delegelerin milletin güvenini kazanmış kişilerden olmasının istenmesi kongrede alınacak kararların bütün millet tarafından kabul edilebilmesi içindir.

3-Delegelerin milli mücadele taraftarı olması için delegelerin müdafa-i hukuk cemiyetleri tarafından belirlenmesi istenmiştir.

4-Delegelerin seçimle belirlenmek istenmesi ileride seçime dayalı bir sistemin olabileceğini de göster­mektedir.

7-Doğu ileri adına 10 Temmuz 1919’da Erzu­rum’da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse; Erzurum kongresine katılmış olan delegeler Sivas’a hareket edecektir.

 

Amasya Genelgesinin Önemi:

1-Kurtuluş Savaşının gereği( Ülkenin bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.); amacı ( Vata­nın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlık ve ege­menli­ğinin sağlanması) ve yöntemi ( Mücadeleyi halk yapa­caktır.)

2-İşgalciler ve İstanbul hükümetine bir tepkidir.

3-Milli mücadelenin programıdır.

4-Mustafa Kemal’in millete ilk çağrısıdır.

5-Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır.

6-Kurtuluşun tek elden yürütülmesi için ortam ha­zırlanmaya çalışılmıştır.

7-Milli bağımsızlık hukuki  yönden belgelere bağ­lanmıştır.

8-Evrensel haklar dile getirilmiştir.

9-Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak ilk defa İstanbul’un verdiği yetkileri aşmıştır.

 

  Açıklamalar:

1-Amasya Genelgesinin yayınlanmasından sonra içişleri bakanı Ali Kemal, Mustafa Kemal’e göre­vinden alındığını ve İstanbul’a geri dönmesi gerek­tiğini bildirdi.(Gerekçe olarak ise yetkilerini aştığı bildirildi.) Vakit kazanmak isteyen Mustafa Kemal ise Ben sadece padişahtan emir alırım diyerek karşılık vermiştir. 7-8 Temmuz 1919 günü İstan­bul’dan Mustafa Kemal’in görev­den alındığına dair telgraf geldi. Mustafa Kemal ise 8-9 Temmuz 1919 günü askerlik mesleğinden ayrılarak sine-i  millete döndü­ğünü bildirdi.

2-Amasya Genelgesinin esasları ilk defa Erzurum Kongresinde karara dönüştü.

3-Genelgeden sonra, İstanbul’un Anadolu’ya ege-men değil tabi olması gerektiği bildirildi.

4-Genelgenin uygulanması ile ordu mensuplarının görevlendi­rilmesi Türk ordusunu da ihtilalin içine çekmiştir.

                   

D-ERZURUM  KONGRESİ

(23 TEMMUZ-7 AĞUSTOS 1919)

  Erzurum Kongresi Doğu Anadolu Müdafa-i Hu­kuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Mil-liye Cemiyeti tarafından Rum ve Ermenilere karşı Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesinin bütünlüğü­nün korunması için toplanmıştır.

Kongrede Alınan Kararlar:

1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez

Açıklama:

1-Bu madde Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli karar­larının da ilk maddesidir.

2-Bölgesel amaçlı olarak toplanan kongre bütünü ilgilendiren karar almıştır.

3-Bütün bölücülere tepki gösterilmiştir.

2-Her türlü yabancı müdahalesine karşı millet, bir-lik olarak kendisini müdafa edecektir.

3-Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstan­bul Hükümeti muk­tedir olamadığı takdirde; gayeyi temin için Ana­dolu’da geçici bir hükümet kurula­caktır. Hükümeti milli kongre seçecektir. Kongre toplantı halinde değilse; bu işi temsil heyeti yapa-caktır.

 

Açıklama:

1-İlk defa geçici hükümetten bahsedildi

2-İlk defa açıkça yeni bir devletten bahsedildi.

4-Kuva-yı Milliyeyi âmil, irade-i milliyeyi hakim kılmak esastır.

Açıklama:

1-İlk defa millet iradesinden açıkça bahsedildi.

5-Hıristiyan azınlığa siyasi hakimiyetimizi zedele­yici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar veri­lemez.

6-Manda ve himaye kabul edilemez

Açıklamalar:

1-Bağımsızlığın koşulsuz olarak sağlanacağı vur­gulanmıştır.

2-Mandacılığa ilk defa tepki gösterilmiştir.

7-Milli meclisin derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.

Açıklamalar:

1-İlk defa meclis-i mebusanın toplanması istenmiş­tir.

2-Tutarsız davranışlar içinde olan Damat Ferit Paşa hükümeti kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.

8-Ulusal irade padişah ve halifeyi de kurtaracaktır.

Açıklama:

1-Mustafa Kemal birlik ve beraberliğin devamı için böyle bir kararı da kongrede almıştır.

9-Milletimiz insani ve asri gayeleri tebcil; sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir eder.

Açıklama:

1-Dışarıdan gelebilecek yardımların insani amaç­larla olması durumunda kabul edilebileceği vurgu­lanmıştır.

 

Kongrenin Önemi:

1-Erzurum Kongresi toplanış amacı ve katılımı yönüyle bölgeseldir. Fakat Mustafa Kemal kong­reye katıldığı için kongrede ulusal kararlar da alın­mıştır.

2-İstanbul’un muhalefetine karşı toplandığından ve aldığı karalardan dolayı ihtilalci bir kongredir.

3-Tam bağımsızlık ve milli egemenlik fikirleri a-çıkça vurgulandı.

4-Mustafa Kemal başkanlığında, dokuz kişiden olu-şan ve Doğu illerini temsil eden temsil heyeti ku­ruldu.

5-İlk defa ulusal sınırlardan bahsedildi

6-Doğu Anadolu’daki cemiyetler ve Trabzon Muha­faza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Doğu Ana­dolu Müdafa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin çatısı al­tında birleştirildi.

7-Azınlık haklarına ilk defa tepki gösterildi

8-Sivil bir vatandaş olan Mustafa Kemal’in, kong­reye ve temsil heyetine başkan seçilmesi, Mustafa Kemal’in yetki problemini ortadan kaldırdı.

9-İstanbul hükümeti Mustafa Kemal, Rauf Orbay ve Refet Bele için tutuklama kararı çıkardı(30 Temmuz 1919). 9 Ağustos 1919’da ise Mustafa Kemal askerlikten ihraç edildi.

10-Ulusal güçlerin birleştirilmesi için ilk adım atıldı

11-Ermenilere karşı takip edilecek yol belirlendi

12-Bağımsızlık, dış politika ilkesi olarak benim­sendi.

13-Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli Kararlarına ze-min hazırlandı.

 

Açıklamalar:

1-Gücün tüm yurttan alınması için Sivas Kongresi­nin toplanma­sına da gerek duyuldu

2-Mustafa Kemal ilk defa sivil bir vatandaş olarak Erzurum Kongresinde görev almıştır.

3-Erzurum Kongresinde dış işlerle de ilgili kararlar alınması, kongrenin meclis gibi hareket ettiğini gösterir.

4-Askeri yetkileri alınan Mustafa Kemal’in emrine Kazım Karabekir’in gönüllü olarak girmesi Mustafa Kemal’in liderlik sorunun çözülmesinde etkili ol­duğu gibi örgütlenme döneminde Mustafa Kemal’in işini de kolaylaştırmıştır.

5-Mustafa Kemal bölge dışından olduğu için ilk anda Erzurum Kongresine alınmak istenmedi. Kongreden Kazım Bey ve Cevat Dursun’un istifa etmesi sonucunda Mustafa Kemal ve Rauf Orbay kongreye alındı.

6-Kongreye 56 delege katıldı. İstanbul’un baskıları sonucunda Elazığ valisi Ali Galip Elazığ, Mardin ve Diyarbakır delegeleri­nin kongreye katılmasını engelledi.

                  

E-BALIKESİR KONGRESİ

(26-31 TEMMUZ 1919)

  Balıkesir Kongresi Yunanlılara karşı Batı Ana­dolu’nun bütünlüğü için; Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlı­ğında toplanmıştır.

 

Alınan Kararlar:

1-Yunanlılara karşı kuva-yı milliyenin güçlendirile­ceği kararlaştırıldı.

2-Batı Anadolu’daki güçlerin birleştirileceği karar-laştırıldı.

3-Seferberlik ilan edildi.

4-Padişaha bağlılık bildirildi.

  Balıkesir Kongresi Amasya Genelgesinin bağım­sızlık yönünü kabul etmiştir. Batı Anadolu örgüt­lenmeye çalışılmıştır.

                    

F-ALAŞEHİR KONGRESİ

(16-25 AĞUSTOS 1919)

  Batı Anadolu’nun Yunanlılara karşı bütünlüğünün korunması için Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışma­ları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında top­lanmıştır.

 

Alınan Kararlar:

1-Erzurum ve Balıkesir Kongresinin kararları görü­şüldü

2-Milli mücadeleyi destekleme kararı alındı

3-Yunanlılarla savaşma kararı alındı

4-Gerektiğinde büyük devletlerin yardımının alına­bileceği vurgulandı

 

 

 

 

 

G-SİVAS KONGRESİ

(4-11 EYLÜL 1919)

  Bütünlük ve bağımsızlığı korumak için  nasıl bir politika izleneceğinin saptanması; saptanan politi­kanın bütünü kapsayacak şekilde tüm milletçe uy­gulanması amaçlanmıştır.

 

Kongrenin Karşılaştığı Sorunlar:

1-İstanbul hükümeti ve işgal güçlerinin engellemesi sonucunda kongreye beklenildiği kadar üye katıla­madı (38 kişi katıldı.)

2-Elazığ valisi Ali Galip’in kongreyi basacağı şayi­ası yayıldı ( Ali Galip Sivas’taki askeri birlikten çekindiği için kongreyi basamadı)

3-Fransızların Sivas’ı işgal edeceği haberleri ya­yıldı. ( Mustafa Kemal böyle bir şeyin mümkün olmayacağını belirtti.)

4-İlk anda Mustafa Kemal kongreye başkan seçil­mek istenmediyse de; uzun tartışmalar sonucunda Mustafa Kemal kongreye başkan seçildi.

5- Delegelerin büyük bir çoğunluğu ABD manda­sını savundu. Fakat Mustafa Kemal, ABD mandası­nın Türk milleti için uygun olmadığını delegelere anlatıp kabul ettirince; ABD mandası da kesin ola­rak reddedildi.( ABD Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulmasını istiyor; Osmanlı ülkesinin parçalanmasını öngörüyor; Türkiye’nin mandaterli­ğini ise istemiyordu.)

6-İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal ve kongreye katılanlar için tutuklama kararı çıkardı.

Açıklama:Erzurum Kongresinin kararları Sivas Kongre­sinin birinci maddesi olarak kabul edildiği için Sivas Kongresi Erzu­rum Kongresine göre daha kısa sürmüştür.

 

Alınan Kararlar:

1-Osmanlı hükümeti bir dış baskı karşısında vatanın her hangi parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa; halife ve saltanatın, vatan ve milletin ko­runmasını sağlayacak her türlü tedbir alınmıştır.

2-İtilaf devletlerinden haklarımıza saygı gösteren haklı ve adaletli bir karara varmalarını bekleriz

3-Milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti altında toplanmıştır.

Açıklama:

1-Birlik sağlanmıştır.

2-Cemiyetler bölgesel olmaktan çıkarak ulusallaş­mıştır.

3-Kuva-yı milliye için komuta birliği sağlanmıştır.

4-Kurtuluş Savaşının tek elden yönetilmesi ko-laylaşmıştır.

4-Mustafa Kemal başkanlığında tüm yurdu temsil edecek şekilde 15 kişiden oluşan temsil heyeti ku­ruldu.

5-Ali Fuat Cebesoy batı cephesi kuva-yı milliye komutanlığına tayin edildi.

Açıklama:

1-Heyet-i Temsiliye ilk defa hükümet gibi yürütme yetkisi kullandı.

2-Batı cephesinin oluşturulması için ilk adım atıldı

6-İrade-i Milliye Gazetesinin çıkarılmasına karar verildi.

7-Damat Ferit Paşa hükümetinin iş başından uzak­laştırılmasına kadar İstanbul ile ilişkilerin kesildiği bildirildi.

Açıklama:

1-Bu karardan yaklaşık yirmi gün sonra Damat Ferit Paşa hükü­meti istifa ederek yerine Ali Rıza Paşa hükümeti geldi. Bu durum Sivas Kongresinin olumlu bir sonucudur ve Milli Müca­delecilerin İs-tanbul karşısında güçlendiğini gösterir.

 

Kongrenin Önemi:

1-Kongreler dönemi kapandı

2-Misak-ı Milli esasları belirlendi

3-Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder hale geldi

4-Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı

5-Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı

6-Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı

7-Mustafa Kemal lider olarak benimsendi

8-Erzurum Kongresi kararları ulusallaştı

9-Mondros Mütarekesi reddedildi

10-Sivas Kongresi milleti temsil eden tek kurul ol-du

11-Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi

12-Mandacılık kesin olarak reddedildi

13-Kuva-yı Milliye cepheleri arasında kumanda bir­liği sağlandı

 

Açıklamalar:

1-Erzurum Kongresi; Doğu Bölgesinin, Osmanlı tarafından terk edilmek istenen yerinde geçici bir yönetim kurulacağından bahsederken; Sivas Kong­resi bu kararı bütün yurdu kapsayacak şekilde aldı.

2-Mustafa Kemal ve arkadaşları 1 Mayıs 1919’da idama mah­kum edildi

3-İzinsiz toplanmasından; hakkında tutuklama ka-rarı olan Mustafa Kemal’i kendisine başkan seçti­ğinden ve aldığı karar­lardan dolayı Sivas Kongresi de ihtilalcidir.

 

 

H-AMASYA GÖRÜŞMELERİ

(20-22 EKİM 1919)

  Damat Ferit Paşa 2 Ekim 1919’da istifa edince, hükümeti Ali Rıza Paşa kurumuştur. Ali Rıza Paşa Anadolu hareketini milli mücadelecilerle iyi ge-çinerek kontrol altına almaya çalışan bir kişiydi. Bundan dolayı da Mustafa Kemal ile iyi geçinmeyi ilke edindi. Mustafa Kemal, Ali Rıza Paşa hükü­metini Damat Ferit Paşa hükümetine nazaran daha ılıman olduğundan dolayı desteklediği gibi; birliğin sağla­nıp korunması için İstanbul hükümeti ile iyi geçinmeye de çalışmıştır. Mustafa Kemal ile Ali Rıza Paşanın karşılıklı görüşmeleri sonucunda Amasya’da, her iki tarafın uzlaşması amacıyla bir mülakat yapılmasına karar verildi. Amasya Görüş­melerine İstanbul hükümeti adına bahriye nazırı Salih Paşa katıldı. Milli mücadele adına Mustafa Kemal ve arkadaşları katıldı.

 

 

Alınan Kararlar:

1-Hiçbir vilayet terk edilmeyecek, himaye kabul edilmeyecektir.Bütünlük ve istiklal korunacaktır.

2-Azınlıklara siyasi hakimiyetimizi zedeleyici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilmeye­cektir.

3-Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul hükümeti tarafından tanınacaktır.

4-Meclis-i Mebusan toplanmalıdır.

5-Meclis-i Mebusan İstanbul dışında toplanmalıdır. (Meclisin, İstanbul’da toplanması halinde, mili mü­cadele ruhunu yansıtamayacağı ve rahat çalışama­yacağı düşünülmüştür.)

6-Sivas Kongresi kararları meclis tarafından onay­lanmalıdır.

7-Yapılacak antlaşmalar için heyet-i temsiliyenin onayı alınmalıdır.

8-Seçimlerin serbest yapılmalıdır.

 

Önemi:

1-Milli mücadele, Heyet-i Temsiliye ve Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul hükü­meti tarafından hukuken tanındı

2-Temsil Heyeti ile İstanbul arasındaki ilişkiler yu-muşadı

3-İstanbul Anadolu’ya bağlı olmaya başladı.

4-İtilaf devletleri Anadolu hareketini İstanbul vası­tasıyla kontrol altına alamayacaklarını anlamıştır.

5-Meclis-i Mebusanın toplanması kararlaştırılmış­tır.

 

Açıklamalar:

1-Görüşmelerde egemenlikten değil; bağımsızlıktan bahsedilmiştir.

2-Meclisin İstanbul dışında toplanması meselesinde anlaşmaya varılamadı

3-Salih Paşa kararların tamamını kendisinin kabul etmesinin bir anlam ifade etmediğini; kararların hükümet tarafından kabul edilmesinin önemli oldu­ğunu; kararların hükümet tarafından kabul edilmesi için elinden geleni yapacağını; bu konuda başarılı olamadığı takdirde istifa edeceğini açıkladı. Hükü­met sadece Meclis-i Mebusanın açılması kararını tam olarak onayladı. Salih Paşa ise istifa etmedi.

 

I-HEYET-İ TEMSİLİYENİN ANKARA’YA GELMESİ

(27 ARALIK 1919)

Sebepleri:

1-Ankara’nın güvenli olması

2-Meclis-i Mebusan çalışmalarının yakından izlen­mek istenmesi

3-Ankara’nın batı cephesine yakın olması

4-Ankara’nın iletişim ve ulaşım yönünden uygun olması.

 

 İ-Meclis-i Mebusan İçin Seçimlerin Yapılması

 İşgal güçleri seçimlerden saltanat yanlılarının ço­ğunluk olarak çıkacağını zannettiğinden dolayı se-çimlere pek müdahale etmediler. Fakat Kasım 1919’da yapılan seçimlerden milli mücadele taraf­tarlarının çoğunluk olarak çıkması işgalcilerin Ana­dolu hareketini hâlâ anlayamadığını gösterdi. İşgal­ciler padişahın kontrolünde toplanacak olan bir meclisten kendi aleyhlerine bir kararın çıkma-yacağını zannettiklerinden dolayı meclisin açılma­sın da karışmadılar. Meclisin Misak-ı Milli kararla­rını alması ise işgalcilerin Anadolu hareketini anla­yamadığını bir defa daha gösterdi.

       

K-MECLİS-İ MEBUSANIN AÇILMASI

(12 OCAK 1920)

 

  Padişah meclisin İstanbul dışında toplanmasını, meclisin kendi kontrolünden çıkmasından dolayı, uygun görmüyordu. Meclisin İstanbul dışında top­lanmasını anayasaya uygun olmayışı ise padişaha bu konuda dayanak oluyordu.

  Mustafa Kemal ise işgal altındaki İstanbul’da,  padişah başkanlığında toplanacak olan bir mecliste milli mücadele adına sağlıklı kararların çıkmayaca­ğını tahmin ediyor ve meclisin Anadolu’da toplan­masını istiyordu.

  Mustafa Kemal meclisten sağlıklı kararlar çıktığı takdirde milli mücadelenin yasallaşacağına inanı­yordu. Fakat her şeye rağmen Mustafa Kemal bu meclisin kurtuluşu gerçekleştiremeyeceğini biliyor ve bu durumu milletin de görmesini istiyordu. Bu açıdan meclisin İstanbul’da toplanması ve Misak-ı Milli kararlarından dolayı İstanbul’un işgal edilerek meclisin dağıtılması olumlu oldu.

  Erzurum mebusu seçilen Mustafa Kemal güvenlik meselesinden dolayı İstanbul’da toplanan meclise katılmadı. Meclis Anadolu’da toplanacak olsaydı; Mustafa Kemal meclise katılabilirdi.

 

Mustafa Kemal’in İstanbul’a gönderdiği Me­bus Arkadaşlarından İstekleri:

 

1-Mecliste milli mücadelecilerin birlikte hareket etmesini sağlayacak olan bir müdafa-i hukuk grubu oluşsun.

 

Açıklama:Mecliste müdafaa-i hukuk grubu bazı mebusların çekimser davranmasından dolayı kuru­lamayıp; bu grubun yerine içinde saltanat yanlıları­nın da olduğu ve Misak-ı Milliyi ilan edecek olan Felah-ı Vatan grubu kuruldu.

2-Sivas Kongresi kararları mecliste onaylansın

 

Açıklama: Meclis Sivas Kongresinin bağımsız­lıkla ilgili kararlarını onayladı( Misak-ı Milli). Fa­kat, padişah kontrolün­deki mecliste Sivas Kongre­sinin milli egemenlikle ilgili madde­leri tartışma konusu dahi yapılamadı.

3-Mustafa Kemal meclise başkan seçilsin

 

Açıklama:

1-Mustafa Kemal işgalcilere ve İstanbul otoritesine milli eyle­min gücünü göstermek istiyordu.

2-Meclis dağıtıldığı takdirde, meclis başkanı sıfa­tıyla, meclisi Anadolu’da toplamayı amaçlıyordu.

3-Mustafa Kemal meclise başkan seçilmemiştir. (Bu durum mebusların padişaha ve saltanata bağlı olduklarını gösterir.)

 

 

 

 

 

 

 

L-MİSAK-I MİLLİ--PEYMAN-I MİLLİ

[ MİLLİ ANT]

(28 OCAK 1920)

1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölüne­mez.

 

 

Açıklama:

1-Bu madde Erzurum ve Sivas Kongresinin de ilk maddesidir.

2-Ülkeyi bölmek isteyenlere karşı bir tepkidir.

3-Kurtarılacak vatanın sınırları belli olmuştur.

2- İşgal altındaki Arap topraklarının geleceği bölge halkının vereceği oylara göre belirlenecektir.

3-Kars, Ardahan ve Batum’un geleceğinin belir­lenmesi için halk oylaması yapılacaktır.

4-Batı Trakya’nın geleceğinin belirlenmesi için halk oylaması yapılacaktır.

5-İstanbul ve Marmara Denizi her türlü tehlikeden uzak tutulursa; Boğazların dünya ticaret ve ulaşı­mına açılması mümkündür.

6-Azınlık hakları komşu ülkelerde Müslüman azın­lığa verilen haklar kadar olacaktır.

7-Siyasi, iktisadi ve hukuki gelişmemizi engelleyen sınırlamalar (kapitülasyonlar) kabul edilemez.

  

Misak-ı Millinin Önemi:

1-Milli mücadelenin hedefi kesin olarak belli oldu

2-Milli sınırlar meclis onayından geçti

3-Milliyetçilik anlayışının yerleştiği görüldü

4-Meclis kapitülasyonlara ilk ciddi tepkiyi gösterdi.

5-Milli mücadele için meclisin desteği alındı

6-Kurtarılacak vatan belli oldu

7-Türk halkının temel hakları dile getirildi.

8-Ulusal devlet anlayışı kabul edildi

9-Alınan kararlar Turancılığın benimsenmediğini gösterdi

10-Ümmetçiliğin yerini ulusçuluk aldı

11-Mustafa Kemal’in askerlik hakları iade edildi

12-Misak-ı Milliyi öfkeyle karşılayan İtilaf Dev­letleri İstanbul’u resmen işgal etti.

13-Tam bağımsızlık ilkesi benimsendi

 

Açıklamalar:

1-Misak-ı Millide hedefler belirlendiği halde; he­deflere gidilecek yolun belirtilmemesi Mustafa Ke-mal’e hareket serbestliği verdi.

2-Misak-ı Milli kararları Wilson Prensipleri ile çelişmez.

3-Misak-ı Millide Osmanlı borçlarının ödenmesine de değinil­miştir.

4-Ulusal egemenlikten bahsedilmedi

5-Misak-ı Milli Lozan Konferansında bütün dün­yaca kabul e-dildi.

6-Sınırların belirlenmesinde Mondros Mütarekesi­nin imzalandığı anda işgal edilmeyen yerler ve Türkle­rin çoğunlukta olduğu bölgeler ölçü alındı.

7-Misak-ı Milli ilk defa Londra Konferansında dün­yaya duyu­ruldu.

          

 

M-İSTANBUL’UN RESMEN İŞGALİ

(16 MART 1920)

Sebepleri:

1-Meclis-i Mebusanın Misak-ı Milliyi ilan etmesi

2-Mustafa Kemal’in otoritesini kırmak

3-Milli mücadeleyi Türk halkının gözünde kötü göstermek

4-Panislamist eğilimlerin ve giderek güçlenen Bol­şevik yayılmacılığın İngiltere’nin bölgesel çıkarla­rını tehdit edecek duruma gelmesi

 

Sonuçları:

1-Osmanlı meclisi dağıtıldı

2-Damat Ferit Paşa tekrar hükümet başkanı oldu

3-İstanbul’daki Türkler de kurtuluş adına İstan­bul’da ümit kalmadığını görünce Anadolu’ya geçti

4-Damat Ferit Paşanın tekrar yönetime getirilmesi halkı İstanbul hükümetinden soğuttu

5-TBMM’nin açılışına zemin hazırlandı

6-Padişah tutuklu duruma düştüğünden dolayı; Mustafa Kemal’e padişah adına söz söyleme imkanı doğdu

7-Türk halkı, güvendikleri İngilizlerin, çirkin yüzü-nü gördü.

8-İngilizler Osmanlı meclisine saldırmakla milli iradeye ve demokrasiye karşı olan saygısızlıklarını gösterdiler

9-Bazı mebuslar sürgün edildi, bazı mebuslar tu­tuklandı; bazıları ise Anadolu’ya kaçtı.

10-İstanbul’dan Anadolu’ya göç başladı

11-Mustafa Kemal’in meclisin İstanbul’da toplan­mamasını isteme haklılığı ortaya çıktı.

İşgalciler halkın kendilerine karşı tepkisini önle­mek ve işgalden Milli Mücadelecileri sorumlu tut­mak için şu genelgeyi yayınladılar:

1-İşgal geçicidir

2-Saltanatın devamını ve güçlenmesini istemekteyiz

3-Anadolu’da işgal devletlerinin isteklerine muhale­fet edildiği takdirde; İstanbul da Türklerin elinden alınacaktır.

4-İstanbul’dan verilecek emirlere uyulmalıdır.

 

Mustafa Kemal’in İşgale Tepkisi:

1-İşgalciler kınandı

2-İstanbul ile ilişkiler kesildi

3-Anadolu’daki bazı işgalci subaylar, Malta’ya sürgün edilen Türk mebuslarına karşılık tutuklandı

4-Osmanlı’nın Anadolu’daki gelir kaynaklarına el kondu

5-İşgalcilerin sevkıyat yaptıkları Ulukışla-Geyve Demiryolu işlemez hale getirildi.

NOT: İstanbul’un işgal edildiğini Anadolu’ya Tel-grafçı Hamdi Bey haber vermiştir.

                 

N-TBMM’NİN  AÇILMASI

(23 NİSAN 1920)

  TBMM’nin Açılış Amaçları:

1-Milli iradeyi egemen kılmak

2-Ulusal güçleri bir arada tutmak

3-Bağımsızlığı sağlamak

4-Bağımsızlı ve egemenliği sağlayacak otorite ve gücü oluşturmak

  TBMM’ye öncelikle, işgal dolayısıyla İstan­bul’dan kaçıp gelen mebuslar kabul edilerek; meclis Meclis-i Mebusanın devamı gibi gösterilmiştir.

 

Mustafa Kemal’in Meclisin Çalışma Şartlarını Belirlemek İçin Meclise Sunduğu Öneri:

1-TBMM’nin fevkinde hiç bir güç yoktur.

Açıklama:

1-TBMM bütün güçlerin üzerinde kabul edilmiştir.

2-İstanbul’daki otorite meclis otoritesinin altında kabul edilmiş­tir.

2-Hükümet kurmak gereklidir.

Açıklama:

1-Bu madde meclisin kuruculuk yönünü gösterir

3-Geçici olduğu bildirilerek bir hükümet başkanı tanımak; ya da padişah vekili çıkarmak doğru de-ğildir.

Açıklama:

1-Bu madde açılan meclisin daimi olduğunu vurgu­lamaktadır.

4-Mecliste yoğunlaşan ulusal iradenin yurdun alın yazısına doğrudan doğruya el koymasını kabul et-mek temel ilkedir.

5-Yasama ve yürütme TBMM’ye aittir.

Açıklama:

1-18 Eylül 1920’de kurulan İstiklal Mahkemeleri­nin üyeleri de milletvekillerinden oluştuğundan dolayı yargı da meclisin eline geçmiştir.

2-Yasam, yürütme ve yargının mecliste toplanma­sına güçler birliği ilkesi denilir.

3-Güçler birliği ilkesi olağan üstü durumdan dolayı kabul edil­miştir. Hızlı karar alınıp; alınan kararların hızlı uygulanması amaçlanmıştır.

4-Güçler birliği ilkesi demokrasiye uygun değildir. Demokrasiye uygun olan kuvvetler ayrılığı ilkesi 1961 Anayasası ile kabul edilmiştir.

6-Meclisten seçilecek bir kurul meclis adına hü-kümet işlerine bakar. Oluşturulan bu İcra Vekilleri Heyetinin başkanı meclisin de başkanıdır.

Açıklama:

1-Kurulan bu sisteme meclis hükümeti sistemi deni­lir. Bu sis­temde bakanlar meclisten tek tek seçilir.

2-Meclis hükümeti sisteminde hükümet üyeleri meclisten tek tek seçildiğinden dolayı hükümetin kurulması gecikir; dolayısıyla da yürütme olumsuz etkilenirdi.

3-Meclis hükümeti sistemi cumhuriyet ilan edilene kadar devam etmiştir.

4-Saltanat devam ettiğinden dolayı devlet başkan­lığı kurumu oluşturulamamıştır. Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı aynı kişide toplanmıştır.

7-Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu za-man, meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler doğrultu­sunda yerini alır.

Açıklama:

1-Birliğe ihtiyaç duyulan bu dönemde padişahlık ve halifelik kurumunun açıkça karşısına geçilmemiştir.

2-Bu madde ileride saltanat ve halifeliğin kaldırıla­bileceğini göstermektedir. Çünkü padişah ve halife­nin durumunu meclisin belirleyeceği dile getiril­miştir.

 

NOT: Bu önerge Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilene kadar meclisin çalışma şartlarını belirle-miştir.

 

TBMM’ni Açılmasının Önemi:

1-Milli egemenlik ilkesi kurumlaştı

2-Halkçı, ulusçu ve demokratik bir Türk devleti o-luştu

3-Temsil heyetinin görevi sona erdi

4-Ulusal örgütlenme tamamlandı

 

TBMM’nin Özellikleri:

1-İhtilalcidir: İstanbul’daki otoriteye rağmen mec­lis açılmış, yeni bir devlet oluşturulup; hıyanet-i vata­niye gibi kanunlar çıkarılmıştır.

2-Kurucudur: Yeni bir hükümet ve yeni bir devlet ortaya çıkarılmış; bir devlet için gerekli olan ka­nunlar ve anayasa hazırlanmıştır.

3-Halkçı, demokratik ve ulusçudur.

4-Milli egemenlik ilkesi temel ilkedir.

5-Güçler birliği ilkesi kabul edilmiştir

6-İstiklal mahkemelerini kurmakla yargı gücünü ortaya koymuştur.

7-Kurtarıcı bir meclistir.

8-Meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir.

9-İlk meclisteki vekiller arasında fikir birliği yok­tur. Misak-ı Milli (bağımsızlık) birleştikleri tek fikirdir. Meclisin bu özelliğinden dolayı da bu mec­lis inkı­lapları yapmaya uygun değildir. Saltanatı kaldır­ması, bu meclisin inkılapçı olduğunu göster­mez. Çünkü saltanatın kaldırılması Lozan öncesinin olağan üstü durumundan kaynaklanmıştır.

10-İlk ilişkilerini Rusya ile kurdu ve ilk elçisini Rusya’ya gönderdi.

11-30 Nisan 1920’de varlığını dünya devletlerine duyurdu.

 

TBMM’ni Otoritesini Artırma Çalışmaları:

1-İstanbul hükümetinin çalışmaları yok sayıldı

2-Otoriteyi artırıcı tedbirler alındı

3-Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı

4-İstiklal mahkemeleri kuruldu

5-İsyanlar bastırıldı

6-Anayasa  ilan edildi

 

TBMM’ni Birliği Sağlama ve Devam Ettirme Çalışmaları:

1-Devrimler savaş sonrasına bırakıldı

2-Meclis-i Mebusanın üyeleri TBMM’ye kabul edildi

3-Kurulan devletin yeni bir cumhuriyet olduğu a-çıkça ifade edilmedi

4-Güçler birliği ilkesi kabul edildi

5-Padişah ve halifeye karşı, savaş bitene kadar açık-ça tavır takınılmadı

  I. Meclis  23 Nisan 1920 ile 1 Nisan 1923 tarihleri arasında çalışmıştır. 11 Ağustos 1923’de ise II. Meclis çalışmalarına başlamıştır.

 

 

 

 

 

I. Meclisin Yenilenme Nedenleri:

1-Devlet sisteminin geliştirilmesi ve barıştan sonra izlenecek olan politikaların belirlenmesi konusunda millet vekilleri­nin anlaşmazlığa düş­mesi.

2-İtilaf devletlerinin Lozan görüşmelerini keserek Türkiye’deki tartışmalı ortamdan yararlanmak is­temesi

3-Meclisin savaş döneminde yıpranmış olması

4-Meclisin inkılapları yapmaya uygun olmayışı

 

 

                           İÇ İSYANLAR

 

Sebepleri:

1-İşgal devletlerinin işgallerini yerleştirmek iste­mesi

2-Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal ve arka­daşlarını etkisiz duruma getirmek istemesi

3-TBMM’nin halktan yeni fedakarlıklar istemesi

4-İtilaf devletlerinin milli mücadeleyi iç karışık­lıklarla yıpratmak istemesi

5-Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olmasından dolayı asayişsizlik olması

6-Bazı kuva-yı milliyecilerin tutarsız davranışları

7-Bazı milli mücadelecilerin tutarsız davranışları

8-Milli mücadele politikasının bazı çıkar çevrele­rini rahatsız etmesi

9-Kürtçülük düşüncesi ve Kürtlerin kışkırtılması

10-Azınlıkların emelleri

11-Bazı kuva-yı milliyecilerin düzenli ordunun em­rine girmek istemeyişi

 

 

A-İstanbul Hükümetinin İtilaf Devletlerinin İs­teği Üzerine Düzenlediği İsyanlar

 

1-Ahmet Anzavur İsyanı:

  Sebep:

1-İngilizlerin, milli mücadelecileri Çanakkale Bo­ğazı çevresine yanaştırmak istemeyişi

2-İstanbul yönetiminin milli mücadeleden duy­duğu tedirginlik

 

Özellikleri:

1-İsyan Marmara’nın güneyinde Susurluk civa­rında çıkmıştır.

2-Milli mücadelecilere karşı bölgedeki Çerkezler kışkırtıldı

3-İsyan TBMM açılmadan önce başladı

4-Saltanat yanlısı bir isyandır

5-İsyan önce Çerkez Ethem tarafından bastırıl­dıysa da; Ahmet Anzavur tekrar isyan çıkardı. Bu isyanı ise Ali Fuat Cebesoy 20 Mayıs 1920’de ke­sin olarak bastırdı.

 

2-Kuva-yı İnzibatiye  (Halifelik Ordusu)

İs­yanı

Sebepleri:

1-İngilizlerin, milli mücadelecileri Boğazlar çev­resine yanaştırmak istememesi

2-İstanbul yönetiminin duyduğu tedirginlikler

  Halifelik ordusu denilen isyancı birliğini Süley-man Şefik İngilizlerin istek ve desteği ile hazır­ladı. Birliğin oluşturulmasında genellikle Enver Paşa’nın ordudan tasfiye ettiği eski subaylar kul­lanıldı.

 

Özellikleri:

1-İsyan Adapazarı civarında başladı

2-Çerkez Ethem ve Refet Bele tarafından bastı­rıldı

3-İsyanın bastırılması sonucunda Kuva-yı İnziba­tiye birliğinin çoğu milli mücadele saflarına geçti

Açıklama: Ahmet Anzavur ve Kuva-yı İnziba­tiye İsyan­larının başarısız olması İngilizlere; İs­tanbul hükümetinin isyan düzenleme konusunda başarı­sız olduğunu gösterdi; ki bundan sonra İn­gilizler kendileri isyan düzenlettirmeye başladılar.

 

NOT:28 Nisan 1920’de Anadolu’da, padişah adına, asayiş sağlamak için Anadolu Fevkalade Müfettişliği kuruldu.

 

B-İstanbul Yönetimi ile İşgalcilerin Düzenlettir­diği İsyanlar

 

1-Bozkır-Zeynelabidin İsyanı

(27 Eylül-4 Ekim 1919)

Özellikleri:

1-Milli mücadeleye karşı çıkan ilk isyandır

2-Padişah taraftarı bir isyandır

3-Konya havalisinde çıkmıştır.

 

2-Bolu-Düzce Ayaklanması:

Özellikleri:

1-12 Nisan 1920’de başladı

2-Çerkez Ethem tarafından bastırıldı

 

3-Çapanoğulları İsyanı

(15 Mayıs-27 Ağustos 1920)

 Özellikleri:

1-Yozgat, Çorum ve Zile havalisinde etkili oldu

2-Bölgedeki Aleviler de kullanılmak istendi

3-Çerkez Ethem tarafından bastırıldı

 

4-Delibaş Mehmet-Konya İsyanı

(2 Ekim-15 Ka­sım 1920)

Özellikleri:

1-Halifelik taraftarı bir isyandır

2-Konya ve Isparta’da etkili oldu

3-İsyanın çıkarılmasında İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar etkili oldu

4-Milli kuvvetler karşısında tutunamayan Delibaş Mehmet önce Fransızlara sonra Yunanlılara sığın­mıştır.

 

5-Cemil Çeto İsyanı (17 Haziran 1920):

Özellikleri:

1-Kürtçü bir isyandır.

 

6-Milli Aşireti İsyanı (8 Haziran 1920):

Özellikleri:

1-Kürtçü bir isyandır

2-Fransızlardan destek almıştır

 

7-Koçgiri İsyanı :

Özellikleri:

1-Kürtçü bir isyandır

2-Kemah ve Divriği’de etkili oldu

3-Bu isyanı II. İnönü Savaşı döneminde kurulmuş olan merkez ordusu bastırdı

 

8-Ali Batı İsyanı

(11 Mayıs-18 Ağustos 1919):

Özelikleri:

1-Kürtçü bir isyandır

2-Diyarbakır’da etkili oldu

3-Ali Batı çatışma esnasında öldürüldü

 

9-Çopur Musa İsyanı:

Özellikleri:

1-İsyan Afyon’da çıktı

2-İsyanın çıkmasında Yunanlıların kışkırtmaları da etkili oldu

3-İsyan Refet Bele tarafından bastırıldı

 

 

C-Kuva-yı Milliyecilerin Çıkardığı İsyanlar

 

Demirci Mehmet Efe İsyanı:

Özellikleri:

1-Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiş olan Mehmet Efe, düzenli ordu kurulurken ilk gün­lerde düzenli ordunun emrine girmek istemedi

2-Demirci Mehmet Efe ikna edildi ve efeleriyle birlikte düzenli ordunun emrine alındı.

 

Çerkez Ethem İsyanı:

Özellikleri:

1-Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler veren ve isyanların bastırılmasında büyük katkıları olan Çerkez Ethem düzenli ordunun emrine girmeyerek isyan etmiştir.

2-Çerkez Ethem düzenli orduya karşı girdiği müca­delede başarılı olamayınca; 5 Ocak 1921’de Yu­nanlılara sığınmış; Çerkez Ethem’e bağlı birlikler ise 20 Ocak 1921’de düzenli ordunun emrine gir­miştir.

 

D-Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar

 

Sebepleri:

1-Osmanlı’dan toprak koparma düşüncesi

2-Emellerinin olduğu bölgelerde çoğunluk olma düşüncesi ile, Türk milletini yıldırarak, bölgeden kaçırma

3-İşlerini kolaylaştırma düşüncesi ile işgallere ze­min hazırlama

4-İşgal devletlerinin kışkırtmaları

  Ermeni isyanları Gümrü ve Ankara Antlaşmaları ile bitirilirken; Karadeniz’deki Rum isyanları Şubat 1923’e kadar devam etti.

 

TBMM’nin İsyanlara Karşı Aldığı Önlem­ler:

1-İstanbul ile ilişkiler kesildi

2-İstanbul hükümetinin icraatları yok sayıldı

3-İstanbul’un halkı milli mücadelecilere karşı kış­kırtmak için yayınladığı fetvalara karşı; Ankara müftüsü Rıfat Börekçi fetva yayınladı

4-Damat Ferit Paşa vatan haini kabul edildi

5-29 Nisan 1920’ Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıka­rıldı

6-18 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemeleri kuruldu

7-İsyanlara karşı Kuva-yı Milliye, merkez ordusu ve düzenli ordu kullanıldı

 

İsyanların Sonuçları:

1-Anadolu daha fazla işgal altında kaldı

2-Milli mücadelenin başarıya ulaşması gecikti

3-Yunanlılar Anadolu’da daha fazla ilerledi

4-Kardeş kanı akıtıldı

5-Anadolu birliği zedelendi

6-Ekonomik zayiatlar oldu

7-İsyanları bastıran TBMM’nin otoritesi arttı

 

Açıklamalar:

1-İsyanları kışkırtanlar ve çıkaranlar kutsal değer­leri kullandılar

2-Padişaha bağlılık, milli mücadeleyi halka kötü gös­terdi

3-Asker kaçaklarının bir kısmı isyanların insan gücünü oluşturdu

4-Yunan ordusu dahî bazı dönemlerde halifelik ordusu olarak tanıtıldı

5-İsyanların bastırılmasında TBMM’nin güçler birliği ilkesi etkili oldu

6-TBMM’ye karşı çıkarılan isyanlarda İstanbul yönetimi Milli Egemenliği; İşgalciler Milli Bağım­sızlığı hedef almıştır.

7-Milli Aşireti TBMM açılana kadar milli mücadele taraftarıydı

8-Mayıs 1919’da başlayan isyanlar 1921 yılı sonla­rına kadar devam etti.

                         

 

SEVR  ANTLAŞMASI

(10 AĞUSTOS 1920)

Antlaşmanın Geç İmzalanmasının Sebepleri:

1-Mondros Mütarekesinin kalıcı hükümler içer­mesi.

2-Osmanlı’yı paylaşmak isteyen devletlerin çıkar çatışmasına girmesi

3-İşgalcilerin iç isyanlar ve Yunan işgalinin sonu­cunu beklemesi

4-Kurtuluş Savaşının başlamış olması

5-Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinin paylaşım planlarını değiştirmesi

    İtilaf devletlerine göre Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma Türk halkını kısmen rahatlatır ve Mustafa Kemal’den koparırdı.

  Yunan güçleri 22 Haziran 1920’de, imzalanacak olan antlaşmanın kabulüne zemin hazırlamak için, Milne Hattını aşarak; Bursa-Uşak çizgisinde hare-kete geçti. Yunanlılar 20 Temmuz 1920’de Doğu Trakya’yı işgal ettiler. (3 Kasım 1919’da İngilizler tarafından Yunanlıların güvenliğinin sağlanması ve Yunan işgalinin yerleşmesi için, İzmir, Aydın, Ma­nisa’nın bir kısmı, Soma ve Ayvalık’ın bir kısmını Yunan işgali altında bırakacak şekilde  çizilen ve Yunanlıların ve kuva-yı milliyenin karşılıklı olarak geçmesi yasaklanan hatta Milne Hattı denilir.)

  Bu gelişmeler üzerine saltanat şurası meseleyi görüşmek üzere 22 Temmuz 1920’de toplandı. Ya-pılan şurada Rıza Paşa hariç tüm üyeler Sevr Ant­laşmasının imzalanması yönünde kararını bildirdi. Saltanat şurasının Sevr Antlaşmasını imzalamak istemesinde Bursa ve Doğu Trakya’nın işgal edil­mesi etkili oldu.

  Antlaşmanın maddelerini hafifletmek için Damat Ferit Paşa Fransa’daki Sevr kasabasına gittiyse de etkili olamadı.

  Sevr Antlaşmasını imzalamak için Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Hadi Paşadan oluşan grup Fransa’ya gönderildi.

  İşgalci devletler Sevr Antlaşmasının imzalanması ile Şark Meselesinin hallolacağına inanıyordu.

  TBMM, Sevr Antlaşmasını tanımadığı gibi; 19 Ağustos 1920’de aldığı kararla, antlaşmayı imzala­yanları vatan haini kabul etti. Türk milletinin bu antlaşmaya cevabı ise kurtuluş savaşı oldu. Halk bu durum karşısında milli mücadelenin gereğini daha iyi anladı.

  Padişah Sevr Antlaşmasının imzalanmasını kabul etmekle hukuka ve milli iradeye aykırı davranmış­tır. Çünkü; Kanun-ı Esasiye göre bir antlaşmanın imzalanabilmesi için Meclis-i Mebusanın onayının alınması gerekir. Sevr Antlaşması bu yönüyle hu­kuka aykırı olduğu gibi; Meclis-i Mebusanın aldığı Misak-ı Milli kararları ile çeliştiği için milli ira­deye de aykırıdır. Türklerin çoğunlukta olduğu Ana­dolu’yu böldüğü için evrensel beyannamelere de aykırıdır. (Fransız İhtilalinin yaydığı fikirler ve Wilson Prensipleri)

 

Sevr Antlaşmasının İçeriği:

1-Osmanlı ülkesi; Giresun, Ordu, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Sinop, Kastamonu, Çankırı, An­kara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik, İstanbul ve Kayseri’nin doğusu ile sınırlı kalıyordu.

2- Boğazlar her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacak; Türklerin hiç bir etkisinin bulunma­dığı, kendine has polis gücü, bütçesi ve bayrağı olan bir komisyon tarafından yönetilecek. (İlk defa Boğazların yönetimi için komisyon kurulması ka­rarı verilmiştir. Bu madde İstanbul’u güvenliksiz hale getirmiştir.)

3-Midye-Büyük Çekmece hattının batısı ve İzmir dahil Batı Anadolu Yunanistan’a verilecek

4-Doğu Anadolu’da sınırları Wilson tarafından çizilecek ve Karadeniz ile Ak Deniz’e çıkışı olan bir Ermeni devleti kurulacaktır.

5-Doğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurulacaktır.

6-Antalya ve Konya havalisi İç Batı Anadolu’nun içlerine kadar İtalyanlara verilecektir.

7-Mardin, Urfa, Antep, Adana, Malatya ve Sivas dolaylarını birleştiren bölge ve Suriye Fransa’ya verilecektir.

8-Hicaz hariç olmak üzere Arabistan ve Musul İngiltere’ye verilecektir.

9-Rodos ve On İki Ada İtalya’ya; Ege Adaları Yu­nanistan’a verilecektir.

10- Brest Litovsk Antlaşması tanınmayacaktır.

11-Osmanlı ordusunun mevcudu 50.700’ü geçme­yecek; askerlik mecburi olmaktan çıkarılacak, deniz gücü 13 ufak gemiyi geçmeyecek, orduda tank, ağır makineli tüfek, top ve uçak bulunmayacaktır.

12-Osmanlı maliyesini işgalcilerin oluşturacağı bir komisyon düzenleyecektir.

13-Kapitülasyonlar genişletilerek bütün devletlere verilecektir.

14-Azınlık hakları artırılacak; azınlık haklarının garantisi için bir komisyon kurulacaktır.

15-Osmanlı savaş tazminatı ödeyecektir.

 

Antlaşmanın Önemi:

1-Osmanlı Devleti sömürge durumuna getirildi

2-İşgalciler şark meselesini hallettiklerine inandı

3-Halkın direnme gücü kamçılandı

4-Türk milleti İstanbul yönetimine ve İngilizlerle güvenilemeyeceğini bir defa daha anladı.

5-Azınlıklar emellerine ulaştığını zannetti.

 

Açıklamalar:

1-Osmanlı yönetimine göre Sevr Antlaşması tama­men yok olmaktan daha iyiydi

2-Bu antlaşma Ayastefanos Antlaşması gibi geçer­siz ve uygu­lanmayan bir antlaşmadır.

 

DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI

  İzmir’in işgalinden sonra kuva-yı milliye birlikleri Ayvalık, Bergama, Soma, Akhisar, Salihli, Nazilli ve Aydın’da Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiştir.

  Kuva-yı milliye düşmanı oylayabiliyor fakat düş­manı yurttan atacak şekilde karşı taarruza geçe-miyordu. Bu durumu bilen Mustafa Kemal, düzenli ordunun kurulmasının şart olduğuna inanıyor; fakat bu düşüncesini meclise kabul ettiremiyordu.

  22 Haziran 1920’de başlayan Yunan Taarruzu Gediz muharebelerinde kuva-yı milliyenin malubi-yetine sebep oldu. Kuva-yı milliyenin komutanı olan Ali Fuat Cebesoy malubiyete kuva-yı milliye-nin disiplinsizlik ve düzensizliğini sebep gösterir­ken; kuva-yı milliyeciler malubiyetin sebebi olarak  Ali Fuat Cebesoy’un  başarısızlığını ileri sürüyor­lardı. Gediz muharebeleri Mustafa Kemal’in dü­zenli ordu konusundaki düşüncelerini haklı çıkar­mış ve bunun üzerine 8 kasım 1920’de yapılan meclis toplantısı sonucunda Ali Fuat Cebesoy’un Moskova büyük elçiliğine tayin edilmesine ve dü­zenli ordunun kurulmasına karar verilmiştir.

  Batı Cephesinde düzenli orduyu kurmakla İsmet İnönü görevlendirildi. Cephenin güneyi ise Refet Bele’nin komutasına verildi.

NOT:27 Aralı 1920’de kuva-yı seyyarenin, kaldı­rılarak düzenli orduya katılması kararlaştırıldı

 

Düzenli Ordunun Kurulma Sebepleri:

1-Halk ile Kuvayı Milliye birliklerinin karşı karşıya gelmeye başlaması

2-Yunan ilerleyişinin durdurulamayışı

3-Kuvayı Milliye’nin merkezi otoriteden yoksun oluşu

4-Kuvayı Milliye’nin bölgesel amaçlı olması

 

 

Düzenli Ordunun Özellikleri:

1-Kurtuluş savaşında sadece Yunanlılara karşı sa­vaştı

2-TBMM’ye karşı oluşan bazı isyanları bastırdı

3-Tekalif-i Milliye Emirlerinin uygulanması sonu­cunda taarruz gücüne ulaştı

4-I. İnönü Muharebesi ilk savaşı ve ilk başarısıdır.

5-Eskişehir-Kütahya Muharebeleri tek başarısızlığı­dır.

 

 

KURTULUŞ  SAVAŞI

 

A-GİRİŞ:

1-Halk kongreler yolu ile örgütlenip birleştirilmiş­tir.

2-Güneyde Fransız ve Ermenilere karşı kuva-yı milliye; Doğu Anadolu’da Ermenilere karşı, Os­manlı’dan kalan XV. kolordu; Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı, TBMM’nin kurduğu, düzenli or-du kullanılmıştır.

3-Ordu taarruz gücüne ulaşana kadar Yunanlılara karşı batı cephesinde savunmada kalınmıştır.

4-Kurtuluş savaşında bağımsızlık ve egemenlik birlikte yürütülmüştür.

5-Kurtuluş savaşı, Türk milletinin I. Dünya savaşı­nın sonuçlarına bir tepkisidir.

6-Mondros Mütarekesinin Osmanlı devletini etkisiz duruma getirmesi, kurtuluş mücadelesini halkın yapmasına sebep olmuştur.

7-Kurtuluş savaşı için ilk adımları milli cemiyetler atmış, kurtuluşu TBMM tamamlamıştır.

8-İtalyan ve İngilizlerle askeri mücadele olmama­sına rağmen; en fazla diplomatik mücadele İngiliz­lerle olmuştur.

9-TBMM’de ilk bunalım ordu, ikinci bunalım ise hükümet meselesinden dolayı çıkmıştır.

                         

CEPHELER

 

A-DOĞU CEPHESİ

Ermeni Sorunu:

  Ermeniler Osmanlı ülkesinde rahat bir şekilde yaşıyordu. Osmanlı Devletinde bakanlık ve yargıç­lık yapan Ermeniler dahi vardı. Van, Bitlis, Diyar­bakır, Tokat ve İstanbul yoğun olarak yerleştikleri yerlerdi. Osmanlı ülkesinin her yerine istedikleri gibi yayılmışlardı.

  Fatih zamanında İstanbul’da Ermeni patrikhanesi kurulmuştur (dini liderlerine katolikos denilir.). Tanzimat döneminde Fransızlar Katoliklerin; İngi-lizler Protestanların koruyuculuğunu yaparken; Ruslar da Ortodoksların ve Ermenilerin koruyucu­luğunu yapıyordu.

  Osmanlı, Ermenilere, devlete bağlılıklarından dolayı millet-i sadıka diyordu. XIX. yüzyılda bir çok ayaklanma olurken; Ermeniler bu ayaklanma­lardan pek etkilenmemiştir. Doğu Anadolu’da karı­şıklıklar çıkararak, bu bölgeden güneye inmeyi planlayan Rusya, Ayastefanos Antlaşmasından iti-baren Ermeni meselesini gündeme getirmiştir. Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurdurarak Rusya’nın güneye inmesini önlemek isteyen İngil­tere ise Berlin Konferansında Ermeni meselesini gündeme getirdi. Böylece Ermeni meselesi İngiltere ile Rusya’nın meselesi olarak ortaya çıktı.

  Rusya ve İngiltere’nin kışkırtmaları sonucunda XIX. yüzyılın sonlarında Ermeniler arasında da milliyetçilik çalışmaları görülmeye başladı. Erme-niler teşkilatlanmak için Hınçak(1887) ve Taşnak-sütyun(1890) cemiyetlerini kurdular.

   Osmanlı ülkesinde en son isyan eden azınlık olan ve hiç bir bölgede yeterli çoğunluğu olmayan Er­menilerin, Osmanlı ülkesinde isyanlar çıkararak ba-şarıya ulaşmaları mümkün değildi.

  Ermeniler XX. yüzyılın başlarında Osmanlı Ban­kasını bastılar, 1904’de Sason isyanını; 1914’de Zeytun İsyanını çıkardılar.  II. Abdülhamit’e suikast düzenlediler.

   I. Dünya Savaşı esnasında Ruslar tarafından kul­lanılan Ermeniler yıllarca birlikte yaşadıkları Türklere saldırmaktan çekinmediler. Osmanlı Dev­leti Doğu Anadolu’da Türklerle Ermeniler arasında olayların çıkmaması için Ermenileri 14 Mayıs 1915’de çıkardığı tehcir kanunu ile Suriye bölge­sine göç ettirdi.

  Brest Litovsk Antlaşması ile Rusya I. Dünya Sa­vaşından çekilince; İngilizler Batum petrol bölge­sinde etkili olabilmek  ve Osmanlı ile Rusya ara­sında tampon bölge oluşturmak için Gümrü civa­rında Ermenilere devlet kurdurdu. (28 Mayıs 1918)

  Paris Konferansında, Doğu Anadolu’da, Ermeni devletinin kurulması kabul edildi. Mondros Müta­rekesinin İngilizce metninde Doğu illerine Ermeni vilayetleri denmesi de İngilizlerin Ermenilerle ilgili düşüncesini, daha Paris Konferansından önce ortaya koyuyordu.

  Doğu Anadolu’da kurulacak olan Ermeni devleti­nin mandaterliği Paris Konferansı esnasında ABD’ye verilmiştir. ABD Ermeni mandaterliğinden Aralık 1919’da oluşturulan Harbord Raporu sonu­cunda vazgeçmiştir. Bu rapor Ermenilerin Doğu Anadolu’da azınlıkta olduğunu, Türklerin mücade­leye hazır olduğunu ve ABD için Doğu Anadolu’ya yönelik olarak alınacak bir mandaterliğin zararlı olacağı belirtiyordu.

  Doğu Anadolu’daki Ermeni olaylarından dolayı Kazım Karabekir komutanı olduğu XV. kolorduyu dağıtmamıştı. Bu kolordunun varlığı Ermeniler için kısmen de olsa caydırıcı bir unsurdu. Bölge Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyetinin çalışmaları sonucu örgütlenmişti.

  9 Haziran 1920’de Kazım Karabekir’in, TBMM tarafından, doğu cephesi komutanlığına atanması sonucunda devletin ilk cephesi oluşmuş oldu.

  28 Ekim 1920’de harekete geçen Türk ordusu karşısında tutunamayacağını anlayan Ermeniler barış isteyince, 3 Aralık 1920’de Kazım Karabekir TBMM adına Ermenilerle Gümrü Antlaşmasını imzaladı.                                                                 NOT: 5 Aralık 1920’de Ermenistan Sov­yet Rusya yönetimine girdiği için Gümrü Antlaş­ması Ermeni meclisinden geçememiştir. 

                

 

 

 

GÜMRÜ  ANTLAŞMASI

                          (3 ARALIK  1920)

1-Ermeniler Kars, Gümrü ve Sarıkamış’ı terk ede­cek

2-Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası Türk-Ermeni sınırı olacak

3-Ermeniler TBMM aleyhine olan antlaşmaları ta-nımayacaktır.

4-Göç ettirilmiş olan Ermeniler altı ay içinde Tür­kiye’ye geri dönebilecektir.

  Ermeniler Kars civarından çekilince; Türkiye Devleti Gürcüler ile sınır komşusu oldu. Arda­han’ın bir kısmı, Artvin ve Batum Gürcülerin elin­deydi. TBMM’nin verdiği ültimatom sonucunda 23 Şubat 1921’de Gürcüler Artvin, Ardahan ve Ba-tum’u terk etti. (Batum Antlaşması)

 

Gümrü Antlaşmasının Önemi:

1-Mondros Mütarekesi ile belirlenen sınırlar ilk defa aşılmıştır.

2-TBMM’nin ilk askeri ve siyasi başarısı görüldü

3-Ermenistan TBMM’yi antlaşma imzalayarak tanı­yan ilk devlet oldu

4-Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı

5-Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu

6-Doğu sınırının belirlenmesi yönünde ilk adım atıldı

7-Doğudaki güçleri batıya kaydırma imkanı oluştu

 

B-GÜNEY  CEPHESİ

  Mondros Mütarekesinden sonra İngilizler 9 Kasım !918’de İskenderun’u, 17 Aralık 1918’de Antep’i, 22 Şubat 1919’da Maraş’ı ve 24 Mart 1919’da Ur-fa’yı işgal ettiler.

  Fransızlar ise Mersin, Adana, Hatay ve Osma­niye’yi işgal ettiler.

  İngilizler petrol bölgelerine karşılık Maraş (30 Ekim 1919), Urfa (30 Ekim 1919) ve Antep’i (5 Kasım 1919) Fransızlara devrettiler.

  Fransızlar Suriye ve Mısır’dan getirdikleri Erme­nilere intikam alayları kurdurarak, Ermenileri böl­gedeki Türklere karşı kullandılar. Ermeniler Çuku­rova’da devlet kurmak istediklerinden dolayı Türklere karşı saldırıya geçtiler.

  Batı Anadolu’da düşmana karşı seçilmiş gerilla güçleri savaş verirken; güney cephesinde kadın, çocuk, ihtiyar olmak üzere halk düşmana karşı top-yekün bir mücadeleye girmiştir. 

  Sivas Kongresinde, güney cephesinin, gönderile­cek subaylarca düzenlenip halkın düşmana karşı harekete geçirilmesi planlanmıştır.

  Fransızlar ile Türk halkı arasında ilk ciddi çarpış­malar Sütçü İmam’ın harekete geçmesi ile Maraş’ta başlamıştır. Maraş halkı Fransızları 10 Şubat 1920’de Maraş’tan atmayı başardı.

  11 Nisan 1920’de ise Urfa halkı Fransızları mem­leketlerinden atmayı başardı.

  Şahin Bey mücadelesi ile ünlenen Antep ise bütün gayretlerine rağmen Fransızlara teslim olmak zo­runda kaldı.(Şubat 1921)

  TBMM daha sonradan Maraş’a kahraman; Ur-fa’ya şanlı; Antep’e ise gazi unvanını vermiştir.

  Adana’da ise mücadeleler 20 Ekim 1921’de im­zalanan Ankara Antlaşmasına kadar devam etti.

Açıklama: Güney cephesi Ankara Antlaşması ile kapanmış ve Adana ile Antep savaş yapılmadan Fransızlardan geri alın­mıştır.

 

C-BATI  CEPHESİ

 

Yunanlıların Anadolu’da İlerleme Sebepleri:

1-Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olması

2-Cephede ilk dönemde disiplin olmaması

3-İsyanlardan dolayı Anadolu’da birliğin geç sağ­lanması

4-İngilizlerin Yunanlılara yardım etmesi

5-Mondros Mütarekesinin taşıdığı ağır maddelerden dolayı Osmanlı Devletinin üzerine düşen sorumlu­luğu yerine getirememesi

  Paris Konferansında, Türkiye’nin mandaterliğinin hiç bir devlet tarafından alınmamasını savunan Fransa; Yunanistan’ın İzmir’i terk etmesini de isti­yordu.

  Dünya Müslümanlarından çekinen İngilizler İs­tanbul’u paylaşım planları içine almamıştır.

  Paris Konferansında Kürtlerin mandaterliğini İngi-lizler kabul etmiştir.

   Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı ilk mücadeleyi kuva-yı milliye birlikleri verdi. 1921 yılkının başla­rında oluşan düzenli ordu ise ilk savaşını Çerkez Ethem’e karşı vermek zorunda kaldı

  8-9 Temmuz 1920’de Bursa işgal edilince meclis kürsüsüne siyah bir örtü çekildi. Bu örtü 6 Eylül 1922’de kaldırılmıştır.

 

 

I. İNÖNÜ  SAVAŞI

(6-10 OCAK 1921)

Sebepleri:

1-Demir yolu hattından dolayı Yunanlılar Eskişe­hir’i ele geçirmek istiyordu.

2-Yunanlılar, yardım alabilmek için, batılı devlet­lere güçlerini ispatlamak istiyordu

3-Yunanlılar Çerkez Ethem’in isyanından fayda­lanmak istiyordu.

4-Yunanlılar TBMM’ye Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek istiyordu

  İsmet İnönü komutasındaki düzenli ordu Yunan­lıları durdurmayı başarmıştır.

 

I. İnönü Zaferinin Önemi:

1-Düzenli ordu ilk zaferini kazandı

2-İtilaf devletleri arasında anlaşmazlık yaşandı

3-İsmet İnönü tuğgeneral rütbesi aldı

4-TBMM’nin içte ve dışta saygınlığı arttı.

5-Çerkez Ethem isyanı bastırıldı

6-Afganistan ve SSCB ile dostluk anlaşması imza­landı

7-İstiklal marşı kabul edildi.(12 Mart 1921)

8-Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul adildi

9-Halkın orduya ve TBMM’ye karşı güveni arttı

10-Asker toplama işi kolaylaştı

11-İstanbul hükümeti ve TBMM Londra Konferan­sına davet edildi

 

 

 

 

LONDRA KONFERANSI

(23 ŞUBAT-12 MART 1921)

Sebepleri:

1-Düzenli ordunun I. İnönü başarısı

2-İtilaflar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm aramak

3-Rusya ile TBMM’nin yaklaşmaya başlaması

4-TBMM’ye Sevr Antlaşmasının kabul ettirilmek istenmesi

5-Yunan ordusuna zaman kazandırma düşüncesi

6-TBMM’nin Gümrü başarısı

7-Güneyde Fransızlara karşı başarılı mücadeleler verilmesi

  Konferansa İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Osmanlı Devleti ve TBMM katıldı.

  TBMM’yi hukuken tanımak istemeyen İngilizler TBMM’yi konferansa direkt olarak davet etmeyip Londra Konferansına Türkiye’den öncelikle İstan­bul hükümetini çağırmıştır. İngilizler, konferansta ikilik çıkarmak amacıyla ve TBMM’ye Sevr Ant­laşmasını kabul ettirmek için İstanbul hükümetin­den TBMM adına Mustafa Kemal’in uygun göre­ceği bir temsilci getirmesini istemiştir.

  Mustafa Kemal konferansa direkt olarak davet edilmedikçe TBMM’nin katılamayacağını bildi­rince; TBMM de İtalya aracılığı ile konferansa di-rekt olarak davet edildi.

  Konferansa TBMM adına Bekir Sami Bey; İstan­bul hükümeti adına ise Tevfik Paşa katıldı. Konfe­ransta Türk delegeleri arasında ikilik çıkarmak isteyen İtilaf Devletleri ilk konuşma hakkını Tevfik Paşaya verdiler. İtilaf devletlerinin oyununu boz­mak isteyen Tevfik Paşa Söz milletimin asıl tem­silcilerinindir, sözün Anadolu kuruluna verilmesin rica ederim der.

 

 

 

 

  Mustafa Kemal Türkler Adına Konferanstan Olumlu Bir Sonuç Çıkmayacağını Biliyor; Fakat Şu Sebeplerden Dolayı Konferansa Katılımı Kabul Ediyordu:

1-Türklerin haklı davasını ve misak-ı millisini dün­yaya duyurmak

2-İşgalcilerin Türk milleti barışa yanaşmıyor tezini çürütmek

3-Yeni kurulan orduya zaman kazandırmak

4-TBMM’yi hukuken tanıtmak

  Konferansta işgalciler Türklere sürekli olarak Sevr Antlaşmasını kabul ettirmeye çalışmıştır. Sadece Sevr Antlaşmasında belirlenen asker sayısının bir miktar artırılabileceği söylenmiştir.

  Bekir Sami Bey Fransa, İngiltere ve İtalya ile esir mübadelesine ve ekonomiye yönelik antlaşmalar imzalamıştır. Bekir Sami Bey bu antlaşmalarda eşitlik ilkesini gözetmemiştir. İtalya ve Fransa’ya ekonomik tavizler verirken; İngilizlerle yaptığı esir mübadelesi antlaşmasına göre İngilizlerin sadece Malta’daki esirleri serbest bırakmasını; diğerlerini ise değişim dışı tutmasını kabul etmiştir. Bekir Sami Bey’in yaptığı bu antlaşmaları TBMM eşitlik ilkesine uymadığı için kabul etmediği gibi; Bekir Sami Bey’i de dışişleri bakanlığından almıştır. Bu antlaşmalar TBMM’nin antlaşma imzalanabilecek diplomatik saygınlığa ulaştığını göstermiştir.

 

Konferansın Önemi:

1-TBMM hukuken tanındı

2-Sevr Antlaşmasından işgalcilerin taviz verebile­ceği görüldü

3-İşgalciler arasıdaki görüş ayrılıkları büyüdü

4-Konferanstan sonuç çıkmaması Türk milletine tam zafer kazanılması gerektiğini gösterdi.

 

TÜRK-AFGAN DOSTLUK ANTLAŞMASI

(1 MART 1921)

  TBMM ve Afganistan karşılıklı olarak birbirinin meşruluğunu tanımayı ve yardımlaşmayı kabul etti-ler.

 

Önemi:İlk defa bir doğulu İslam devleti TBMM’yi ve misak-ı milliyi tanıdı.

 NOT:Afganistan 1919’a kadar İngiliz sömürgesi altındaydı.

 

MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)

 

Türk-Rus Yakınlaşmasının Sebepleri:

1-TBMM’nin Gümrü başarısı

2-I. İnönü Zaferi

3-TBMM’nin güvenilir dost imajı vermesi

4-SSCB’nin dost arayışı

5-TBMM’nin İtilaf devletleri ile yaklaşıyor olması

6-Boğazların açık halde oluşunun SSCB’yi kendi adına endişelendirmesi

7-Güneyde Fransızlara karşı başarılar kazanılması

8-Mustafa Kemal’in diplomatik çabaları

9-Her iki ülkenin de ortak düşmanının olması

10-Rusya’nın Anadolu Mücadelesini kendi rejimine dönüştürmek istemesi

 

Antlaşmanın Maddeleri:

1-Liman hizmetlerinden Türkiye’nin faydalanması şartıyla, Batum Gürcistan’a bırakılacaktır.

2-Ermeni ve Gürcüler ile yapılan antlaşmalar kabul edilecektir.

3-Boğazların rejimi Türkiye’nin egemenlik hakları korunmak şartıyla Kara Deniz’e sahildar devlet­lerce düzenlenecektir.

4-Birinin tanımadığı uluslararası antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.

5-Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı’nın yaptığı ant­laşmalar geçersiz sayılacaktır.

6-Artvin ve Ardahan TBMM’de kalacaktır.

7-Gerekli durumlarda karşılıklı yardımlaşılacaktır.

 

Antlaşmanın Önemi:

1-İlk defa Avrupalı bir devlet antlaşma imzalayarak TBMM’yi ve misak-ı milliyi tanıdı

2-Rusya Sevr Antlaşmasını geçersiz saydı

3-Batum’un Gürcistan’a bırakılması ile misak-ı milliden ilk taviz verildi

4-Rusya kapitülasyonları kaldıran ilk devlet oldu

5-TBMM ile SSCB arasında ilk antlaşma imzalandı

6-Doğu cephesinin güvenliği pekiştirildi.

7-TBMM diplomatik bir zafer elde etti.

8-İşgalci devletlere karşı denge politikası izlenebil­mesi için önemli bir koz elde edildi.

9-İki devlet karşılıklı olarak birbirinin rejimini ta­nıdı.

NOT: Rusya ile ilişkiler Mayıs 1920’de başlamış­tır. Haziran 1920’de ise Rusya misak-ı milliyi tanı­mıştır.

               

II. İNÖNÜ ZAFERİ

(23 MART-31 MART 1921)

Sebepleri:

1-Londra Konferansında TBMM’nin Sevr Antlaş­masını kabul etmemesi.

2-Yunanlıların Eskişehir’i ele geçirmek istemesi

3-Yunanlıların güçlerini Avrupalı devletlere göste­rerek, onlardan yardım almak istemesi.

  İsmet Paşa komutasındaki Türk ordusu Yunanlı­ları ikinci defa durdurmayı başarmıştır.

  Mustafa Kemal İsmet Paşaya çektiği telgrafta “Siz orada yalnız düşmanı değil; milletin makus talihini de yendiniz“ demiştir. 

 Zaferin Önemi:

1-I. İnönü Zaferinin rastlantı olmadığı görüldü

2-Ordunun taarruza hazır olmadığı görüldü  

NOT: 8 Nisan 1921’de Türk ordusu Aslıhanlar’da karşı taarruza geçtiyse de başarılı olamadı.

3-Cephenin güneyi de Refet Bele’den alınarak İsmet Paşa’nın komutasına verildi.

4-İtilaf bloğundaki ayrılık düşüncesi güçlendi.

 

 

 

   ESKİŞEHİR-KÜTAHYA MUHAREBELERİ

(10-24 TEMMUZ 1921)

 

 Türk ordusunun daha fazla güçlenmeden imha edilmesi gerektiğine inanan Yunanlılar 10 Tem­muzda tekrar harekete geçmiştir. Zaferden emin olan Yunan kralı bu savaş öncesinde İzmir’e gel­miştir.

  Yunanlılar karşısında Türk ordusu tutunamayınca;  Türk ordusunun telef olmasını önlemek isteyen Mustafa Kemal, İsmet Paşadan Türk ordusunu Sakarya’nın doğusuna çekmesini istedi. Yunanlılar Sakarya’nın doğusunu hem tam olarak bilmiyorlar; hem de Yunanlıların bu bölgeye ait savaş planları yoktu.

 

Önemi:

1-Türk ordusu Kurtuluş Savaşı esnasında ilk ve tek malubiyetini almıştır.

2-Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçmiştir.

3-Mecliste tartışmalar başlamıştır.

4-Meclisteki bazı milletvekilleri başkentin Kay­seri’ye taşınmasını teklif etmiştir.

5-Fransızlar barış yapmaktan vazgeçti.

6-Kuvayı Milliyeye geri dönme tartışmaları başladı.

 

 

 

 

 

 

BAŞKOMUTANLIK KANUNU

(5 AĞUSTOS 1921)

Kanunun Çıkarılma Sebebi:

  Olağan üstü durumdan dolayı kararların hızlı alı-nıp; hızlı uygulanması gerekiyordu.

  Mustafa Kemal milli iradeye olan saygısından dolayı baş komutanlık yetkisini meclisten sadece üç aylık kısa bir süre için istemiştir. Baş komutanlık yetkisi daha sonradan, Büyük Taarruz öncesinde süresiz olmak üzere (20 Temmuz 1922), iki defa uzatıldıysa da Cumhuriyetin ilanı ile sona ermiştir.

 

Önemi:

1-Meclis ilk defa bütün yetkilerini bir kişiye ver­miştir.

2-Mustafa Kemal tekrar askerlik mesleğine dön­müştür.

3-Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşını daha rahat idare etme imkanına kavuşmuştur.

 

Baş Komutanın Yetki ve Sorumlulukları:

1-Meclisin tüm yetkilerini taşır.

2-Meclis kararı ile yetki süresi uzatılır.

3-Kararları kanun niteliğindedir.

4-Görev süresi dolmadan yargılanamaz

Açıklama:Baş komutanlık süresinin uzatılması ve süresiz hale getirilmesi; meclisin Mustafa Kemal’e güvendiğini ve Mustafa Kemal’in baş komutanlık yetkisini iyi kullandığını gösterir.

       

 

 

TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ

(7-8 AĞUSTOS 1921)

Kanunun Çıkarılış Sebebi:

  Türk ordusunun taarruz gücüne ulaşabilmesi için Türk milleti topyekün seferber edilmek istenmiştir.

 

Maddeleri:

1-Her ilçede bir tekalif-i milliye komisyonu kurula­caktır.

2-Kanunun uygulanması için İstiklal Mahkemeleri çalışacaktır

3-Her aile bir giyimlik elbise; bir çift çorap; bir çift çarık verecektir.

4-Bedeli sonradan ödenmek üzere; halk ve esnafın elinde bulunan yiyecek, giyecek gibi her türlü temel gereksinim maddeleri ve teknik araç gereçlerle ulaşım araç gereçlerinin %40’ına el konulacaktır.

5-Halk elinde bulunan ulaşım araçları ile her ay Milli Mücadele adına 100 kilometre taşıma yapa­caktır.

6-Gerekirse sahipsiz mallara el konulacaktır.

7-Halk elinde bulunan silah ve cephanenin tümünü teslim edecektir.

8-Gerektiğinde, zanaat erbabı orduya katılacaktır.

Açıklamalar:

1- Halktan yardımlar toplanamadan Sakarya Savaşı başlamıştır.

2-Bu vergiler Osmanlı zamanında toplanan avarız vergisi ile benzerlik gösterir.

          

 

 

SAKARYA  MEYDAN SAVAŞI

(23 AĞUSTOS-12 EYLÜL 1921)

  Yunanlılar Ankara’ya kadar ilerleyerek savaşı kesin olarak sonuçlandırmak için harekete geçmiş­tir.

  Yüz kilometrelik bir alana yayılmış olan Türk ordusu düşman karşısında dağılma emareleri gös­terdiyse de; Mustafa Kemal’in Hattı müdafa yok­tur. Sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır. Va-tanın her karış toprağı yurttaşın kanı ile ıslanma­dıkça terk olunamaz sözü Türk askerinin savunma azmini artırmıştır. 10 Eylülden itibaren kendisini toparlayan Türk ordusu, Yunanlıları, durdurduğu gibi; Sakarya Nehri’nin batısına atmayı da başar­mıştır. Ordunun taarruz gücü olmadığı için savaşa devam etmemiştir.

İngilizler Yunanlılara Zaman Kazandırmak İçin Ateşkes Teklifinde Bulundular:

1-Savaş durdurulacak

2-İki tarafın kuvvetleri denetlenecek

3-Kuvvetler artırılmayacak

4-Askersiz ara bölge oluşturulacak

5-İtilaflar her iki tarafın askeri gücünü denetleyebi­lecek

  Bağımsızlık olgusu ile bağdaşmayan bu ateşkes önerisi ilke olarak kabul edildiyse de; TBMM bu ateşkesin şartlarını bütün olarak kabul etmedi.

  TBMM ateşkesin tam olarak kabul edilebilmesi için Yunanlıların Anadolu’yu terk etmesini iste­miştir. Fakat asıl amaçları Yunanlılara zaman ka­zandırmak olan işgal devletleri bu öneriyi kabul etmemiştir.

Açıklamalar:

 1-Türk ordusu, Kurtuluş Savaşında, en fazla Sa­karya Savaşında şehit vermiştir.

 2-Türkler ve Yunanlılar Sakarya Savaşında uçak kullanmıştır.

 

Sakarya Zaferinin Önemi:

1-Türk ordusunun II. Viyana Bozgunundan beri de-vam eden geri çekilişi ve savunması sona erip; taarruz dönemi başladı.

2-İtilaf bloğu dağıldı.

3-İtalyanlar Anadolu’yu terk etti.

4-Fransa ile TBMM arasında Ankara Antlaşması imzalandı

5-İngiltere ile 22 Ekim 1921’de TBMM esir müba­delesi antlaşması imzaladı

6-Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ile TBMM arasında Kars Antlaşması imzalandı.

7-2 Ocak 1922’de TBMM ile Ukrayna arasında dostluk antlaşması imzalandı

8-İngilizler TBMM’ye ateşkes teklifinde bulundu.

9-Yunanlıların taarruz gücü kırıldı.

10-Mustafa Kemal’e gazilik unvanı ve mareşallik rütbesi verildi. (19 Eylül 1921)

11-Yunanlılar Doğu Trakya üzerinden İstanbul’a yapmak istedikleri saldırıdan vazgeçtiler.

NOT: Türk ordusunun en fazla insan kaybı Sakarya Savaşında oldu.

                     

 

 

 

KARS  ANTLAŞMASI

(13 EKİM 1921)

   Sakarya Zaferi Ermenistan, Azerbaycan ve Gür-cistan’ı Rusya’nın da teşviki ile TBMM ile ant­laşma imzalamaya yönlendirdi.

  TBMM  ile üç Sovyet cumhuriyeti arasındaki ant-laşma Türkiye’nin doğu sınırına son halini verdi. (Türkiye’nin Batum’un liman hizmetlerinden fay-dalanma hakkı da sona erdi.)

 

ANKARA ANTLAŞMASI

(20 EKİM 1921)

Sebepleri:

1-TBMM’ni Sakarya Zaferi

2-Fransızların Yunan zaferinden ümidini kesmesi

3-İngiltere’nin Almanya’ya yaklaşmaya başlaması

4-Türklerin her türlü bölücü harekete karşı olması ve bu tür pürüzleri gidermek için mücadeleyi göze alması

Açıklama: Fransa ile TBMM arasında Eskişehir-Kütahya Savaşlarından önce barış görüşmeleri başlamış; fakat Türk ordusunun bu savaştaki başarı­sızlığı Fransızları ümitlendirmiş ve Fransızlar Yu­nanistan ile Türkler arasındaki mücadelenin kesin sonucunu beklemeye başlamıştır.

 

 

Antlaşmanın İçeriği:

1-Fransa işgali altında bulunan Adana ve Antep’i terk edecektir.

2-Hatay ve İskenderun Fransa’nın mandaterliği altında bulunan Suriye’de kalacaktır.

3-Fransa Hatay’ın nüfusuna ve kültürüne müdahale etmeyecektir.

4-Fransa bölgeden çekilmek zorunda kalırsa; Hatay ve civarını Suriye’ye bırakmayacaktır.

Açıklama: Bu madde Mustafa Kemal’in ileri gö­rüşlülüğünü gösterir. Çünkü Fransa 1936’da böl­geyi terk edecek ve bölge­deki statünün yeniden belirlenmesi gerekecektir.

 

Önemi:

1-Güney cephesi kapanmıştır.

2-Misak-ı milliden taviz verilmiştir.

3-Dış politikada başarılı ve sözü geçer olmanın şar-tının iç politikada da başarılı olmaktan geçtiği gö-rülmüştür.

4-Güney sınırı ilk haliyle çizilmiştir.

5-İtilaf bloğu parçalanmıştır.

6-Adana ve Antep kurtarıldı.

7-Hatay misak-ı milli sınırlarının dışında kaldı.

8-Güneydeki Ermeni sorunu kapandı.


      BÜYÜK TAARRUZ (26 AĞUSTOS 1922)

Taarruz İçin Yapılan Hazırlıklar:

1-Mustafa Kemal’in baş komutanlık süresi uzatıldı.

2-Rusya’dan ve bazı doğulu ülkelerden yardım sağ-landı.

3-Doğu ve güney cephesinde tam güvenlik sağ­landı.

4-İstanbul’dan silah ve cephane kaçırıldı.

5-Kamuoyu oluşturmak için Avrupa’ya diplomat­lar gönderildi.

6-Fransa ve İtalya’nın bıraktığı silahlar toplandı.

7-Fransa ve İtalya’dan silah satın alındı.

8-Tekalif-i milliye emirleri uygulandı.

9-Ordu yoğun bir eğitime tabi tutuldu.

  Türk ordusu 26 Ağustos 1922’de taarruza geçti. 30 Ağustos 1922’de ise Dumlupınar’da Yunan ordusu ile Türk ordusu arasında Başkomutan Meydan Mu­harebesi oldu. Başkomutan Meydan Muharebesinde Türk ordusu karşısında malüb olan Yunan ordusu batı yönünde kaçmaya başladı. Mustafa Kemal Türk ordusunun bu zaferi üzerine Yunanlıların ül-keden tamamen atılması için orduya Ordular ilk hedefiniz Ak Denizdir İleri! emrini verdi.

  9 Eylülde Yunanlılar İzmir’den atılırken son Yu­nan kalıntıları ise 18 Eylülde Kapıdağ Yarıma­dası’ndan atıldı.

  Türk ordusu, 18 Eylülden itibaren Marmara’ya yönelince; İngilizler ile karşı karşıya geldi. İngiliz­ler bu durum karşısında TBMM’ye ateşkes tekli­finde bulundular. İngilizler Türk ordusu Mar­mara’ya girdiği takdirde Türk ordusuna karşı sava­şabilecekle­rini bildirdiler. SSCB kozunu İngilizlere karşı çok iyi kullanan Mustafa Kemal ise Doğu Rumeli Yu­nanlılar tarafından boşaltılmadığı tak­dirde Türk ordusunun savaşa devam edeceğini bildirdi. İngi­lizler Yunanlıların Doğu Rumeli’yi boşaltması şartını kabul ederek mütareke yapılma­sın istediler.

 

Büyük Taarruzun Önemi:

1-Yunanlılar Anadolu’dan atıldı.

2-TBMM eşit devletler konumuna geldi.

3-İngilizler ile Türk ordusunun savaşma ihtimali o-luştu.

4-Mudanya Mütarekesine zemin oluştu.

5-Yunan başkomutanı esir alındı.

 

MUDANYA MÜTAREKESİ

(11 EKİM 1922)

Sebepleri:

1-Yunanlıların kesin olarak malüb olması

2-İngiltere’nin politik yalnızlığa düşmesi.

3-İngiliz dominyonlarının bıkkınlık göstermesi.

4-Lloyd George hükümetinin sert eleştirilere maruz kalması

5-Mustafa Kemal’in SSCB ile yardımlaşma manev­ralarına girmesi.

 TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya‘nın doğrudan ka-tıldığı ve Yunanlıların Mudanya açıklarından bir gemiden dolaylı olarak takip ettiği Mudanya Müta­rekesi görüşmeleri 3 Ekim 1922’de başladı.

 

Mütarekenin Maddeleri:

1-Yunanlılar Doğu Trakya’yı 15 gün içinde Meriç’e kadar boşaltacak; bölgede Türk yönetimi 30 gün sonra başlayacaktır.

2-İstanbul ve çevresinin yönetimi TBMM’ye bıra-kılacaktır.

3-Türk ordusu barış imzalanana kadar; Çanakkale ve Kocaeli Yarımadası’nda belirlenen çizgide dura­caktır.

4-Türkiye barış imzalanana kadar Doğu Trakya’da 8000 jandarmadan daha fazla güç bulundurmaya­caktır.

5-Boğazların durumu yapılacak olan antlaşma ile belirlenecektir.

 

Mütarekenin Önemi:

1-Savaşın silahlı mücadele dönemi sona erip; dip­lomatik mücadele dönemi başladı.

2-Lloyd George hükümeti istifa etti.

3-İsmet Paşa diplomatik başarısını ispat etti.

4-Doğu Trakya savaş yapılmadan kurtarıldı.

5-Osmanlı yönetimi mütarekeye çağrılmamakla ve İstanbul ve çevresinin yönetimi TBMM’ye bırakıl­makla Osmanlı Devletinin hukuken sona erdiği ka-bul edildi.

6-İngiltere TBMM’nin meşruluğunu tanıdı.

 

 

LOZAN ANTLAŞMASI (24 TEMMUZ 1923)

  Mustafa Kemal; Yunanlıların İzmir’de yaptığı tahri­batın görülerek, Yunanistan’dan daha fazla savaş tazminatı alınması ve görüşmeleri daha ya­kından takip edebilmek için barış görüşmelerinin İzmir’de olmasını istemiştir. Görüşmelerin tarafsız bir ülkede olmasını isteyen Avrupalı devletler ise görüşmelerin İsviçre’nin Lozan kentinde olmasına karar vermiştir.

  Rauf Orbay bakanlar kurulu başkanı olduğu için görüşmelere katılmak istemiş; fakat görüşmelere Mondros Mütarekesini imzalayan bir kişinin gide­meyeceğini savunan Mustafa Kemal; barış görüş­melerine İsmet paşa’nın gitmesini uygun bulmuştur. 

  Görüşmelere TBMM adına baş delege olarak İs-met İnönü, Rıza Nur ve Hasan Saka katılmıştır.

  Mustafa Kemal TBMM delegelerinden; barış görüşmeleri esnasında kapitülasyonlar ve Ermeni meselesi hakkında taviz verilmemesini istemiştir.

  Lozan’da barış görüşmeleri 20 Kasım 1922’de başladı. Borçlar, Irak sınırı, kapitülasyonlar, Bo­ğazlar ve İstanbul’un boşaltılması meselesinden dolayı görüşmeler 4 Şubat 1923’de kesildi.

  Yahudi cemaati lideri Haim Naim Efendi’nin ara-buluculuğu sonucunda görüşmeler 23 Nisan 1923-de tekrar başlayıp, 24 Temmuz 1923’de sonuçlandı.

 

a-Sınırlar:

1-Doğu Sınırı: Kars Antlaşması ile belirlenen sınır ölçü alındı.

2-Irak Sınırı:Musul petrol bölgesini Türkiye’ye bırakmak istemeyen İngiltere Irak sınırının çizilme­sinde sorun çıkardı. Görüşmelerde vakit kaybedil­mek istenmediğinden dolayı, Irak sınırı meselesi-nin, Lozan Görüşmelerinden sonra Türkiye ile İn-giltere arasındaki ikili görüşmelerle halledilmesi kararlaştırıldı.

Açıklama: Irak sınırının çizilmesi, Lozan’da çö­züme ka­vuşturulamayan tek meseledir.

3-Suriye Sınırı:Ankara Antlaşması ile belirlenen sınır ölçü alındı.

b-On İki Ada:İtalya’ya bırakıldı.

c-Ege Adaları:Bozcaada ve Gökçeada dışındaki diğer adaların Yunanistan’a, silahlandırmamak şar-tıyla bırakılmasına karar verildi.

d-Boğazlar:Boğazlar başkanlığını Türk delege­nin yapacağı şekilde bir komisyon tarafından yöne­tilecektir. Bu komisyon milletler cemiyeti tarafın­dan denetlenecek ve statü milletler cemiyetinin garantisinde olacaktır.Boğazlardan serbest geçiş olacaktır. Ticaret gemilerinin geçişi serbest olacak; fakat savaş gemileri tonaja tabi tutulacaktır. Türk askeri olağanüstü durumlar hariç boğazlar bölgesi­nin 20 km gerisinde duracaktır.

Açıklama: Türkiye açısından Lozan antlaşmasının en sakat maddesi boğazlarla ilgili maddesi olmuş­tur. Bu madde adeta Türkiye’yi malüb durumuna düşürerek, Türkiye’nin egemenlik haklarını kısıt­lamıştır.

e-İstanbul’un Boşaltılması:Antlaşmanın imza-lanmasından 6 hafta sonra İstanbul boşaltıla­caktır.

Açıklama:İşgalciler 2 Ekim 1923’de İstanbul’u terk etti.

f-Kapitülasyonlar ve Düyun-ı Umumiye:

Kapitülasyonlar ve Düyun-ı Umumiye kaldırıldı.

g-Borçlar:Osmanlı’nın en fazla Fransa’ya borcu olduğundan dolayı, borçlar en fazla Fransa ile tartı­şıldı. Borçların I. Dünya Savaşı sonucunda Os­manlı’dan ayrılan devletlerle TBMM arasında pay­laştırılarak ödenmesine ve TBMM’nin üzerine düşen borcu taksitler halinde ödemesine karar ve­rildi.

h-Ermeni Meselesi: Kapandı.

ı-Azınlıklar:TBMM, azınlıklar bahane edilerek iç işlerine karışılmaması için bütün azın­lıkları Türk vatandaşı kabul etti. İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler hariç; diğer azınlıkların ve dışarıdaki Türklerin ülkelerine dö­nebileceği kabul edildi.

i-Yabancı Okullar:Yabancı okulları iç mese­lesi sayan TBMM Lozan Görüşmelerinde yabancı okulları tartışma konusu yaptırmadı.

k-Savaş Tazminatı:Yunanistan, Karaağaç böl-ge­sini savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verecektir.

Açıklama: Bu madde Trakya’nın I. Dünya Savaşı öncesin­deki sınırını değiştirmiştir.

l-Patrikhane:Patrikhane İstanbul’da kalacaktır. Patrik seçimini, başka devletleri iç işlerine karış-tırmak istemeyen Türkiye yapacaktır. Türkiye Or­todoks din adamlarının belirlediği üç adaydan birini patrik olarak tayin edecektir. Patriğin siyasal yetki­leri olmayacaktır.

m-Kıbrıs: İngiltere kendi toprağı saydığı Kıbrıs’ı görüşmeler esnasında tartışma konusu yaptırmadı.

 

Lozan Antlaşmasının Önemi:

1-Türkiye Devleti tanındı.

2-Osmanlı devletinin sona erdiği kabul edildi.

3-Türk devletinin tam bağımsızlığı kabul edildi.

4-Osmanlı’nın bıraktığı asırlık sorunlar kapandı.

5-Devrimler için ortam hazırlandı.

6-Sevr Antlaşması yürürlükten kalktı.

7-Sömürge altında yaşayan milletlere örnek oldu.

 

Lozan Antlaşmasının Eleştirilen Yönleri:

1-Batı Trakya ve Ege Adaları’nın geri alınamaması

2-Patrikhanenin İstanbul’da kalması

3-Musul’un alınamaması

4-Boğazların statüsü

Açıklama:Lozan’ı eleştirenlerin; günün şartlarını, bilme­diği veya düşünmediği anlaşılmaktadır. Ta­rihçi araştırdığı olayın geçtiği dönemin şartlarını bilmek zorundadır.

 

Lozan Antlaşmasının Özellikleri:

1-I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan antlaşma­lar arasında günümüze kadar geçerliliğini koruyan tek antlaşmadır.

2-I. Dünya Savaşı sonucunda imzalanan en son antlaşmadır.

3-Yeni bir devletin kurulduğunu belgelemiştir.

4-23 Ağustos 1923’de II. Meclis tarafından onay-landı.

5-Rusya ve Bulgaristan sadece Boğazlar rejimi için katıldı.

6-143 maddedir.

 

Lozan’ı I. Dünya Savaşından Sonra İmzalanan Antlaşmalardan Ayıran Farklar:

1-Askeri kısıtlamalar yoktur.

2-Türkiye savaş tazminatı vermemiştir

3-Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulanmamış­tır.

4-Zaferi simgelemektedir.

5-Türkiye eşit devletler statüsündedir.

 

II.BÖLÜM EKLENECEKTİR

SON DAKİKA HABERLERİ  
 

sitene ekle
 
 
   
HAVA DURUMU  
 
 
TARİHTE BUGÜN  
 
Tarihte Bugün v.5.0
 
EĞİTİM HABERLERİ  
 


=>bu bir www.fullkod.tr.gg hizmetidir<=
GALERİ

Online E-Devlet Hizmetleri

TC Kimlik No

Vergi Kimlik No

SSK Hizmet Dökümü

İnternet Vergi Dairesi

Motorlu Taşıtlar Vergisi

Telefon Rehberi

ÖSYM Sınav Sonuçları

ÖSYM Sınav Sonuçları

ÖSS Sonuçları

KPSS Sonuçları

KPDS Sonuçları

LES Sonuçları

TUS Sonuçları

ÜDS Sonuçları

ALS Sonuçları

DGS Sonuçları

Diğer Sınav Sonuçları

ÖSYM Sınav Takvimi

E-Devlet Linkleri:

Devletim.com

Online Hizmetler

Milli Eğitim Bakanlığı

Üniversiteler

Sağlık Bakanlığı

Emeklilik Hizmetleri

Hukuk ve Adalet

Emniyet Hizmetleri

Ekonomik ve Mali İşler

İş ve Eleman Arama

Genel Devlet Kurumları

Bakanlıklar

Valilikler

Belediyeler

Kaymakamlıklar

Siyasi Partiler

Silahlı Kuvvetler

Sivil Toplum

Engelli Sayfaları

Elçilik - Konsolosluklar

Avrupa Birliği

K.K.T.C.

Turizm

Tatil ve Gezi Rehberi

Deprem Linkleri

Haber Kaynakları

>

Online sözlük 2















to








 
BUGÜN 22 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!
internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol